Le Concert (2009),
Train de vie (1998), La source des femmes (2011) filmleriyle
tanınan Rumen Radu Mihaileanu’nun
yönetmenliğini üstlendiği The History of
Love / Aşk Notları filmi İkinci Dünya Savaşı gölgesinde geçen bir aşk
hikayesini konu alıyor. Nicole Krauss’un
aynı adlı romanından beyazperdeye uyarlanan The
History of Love, kıtalara ve yıllara yayılan, yer ve zaman tanımayan büyük
bir aşkı anlatıyor.

Başrollerini Gemma
Arterton, Sophie Nélisse ve Derek Jacobi’nin paylaştığı The History
of Love, Polonyalı bir Yahudi Leopold ‘Leo’ Gursky’nin, kasabadaki aşkı
Alma Mereminski ile olan hikayesi üzerinden aşkı işliyor. “En iyi yazan” adamla
evlenmeye karar veren Alma, en iyi yazar olma yolunda ilerleyen Leo’yla aşk
yaşamaya başlıyor. Ancak Nazilerin kasabaya yaklaşıyor olmasıyla Alma’nın
kasabadan ayrılıp Amerika’ya, New York’a kaçması gerekiyor. Dostları Bruno (Ellliott Gould) ve Zvi (Claudiu Maier) ile kasabada kalan Leo,
kendilerini toplama kamplarına götürmek üzere gelen Nazilere rağmen Alma’ya
verdiği söz uğruna hayata tutunma mücadelesi veriyor. Nazilerden kaçmayı
başaran ve Alma’nın peşinden New York’a gelen Leo’nun hikayesi ise buradan
yeniden başlıyor.

Alma Singer’ın hikayesi ise Leo ve Alma’nın aşkı, “dünyanın
en sevilen kadını” kavramı üzerinden günümüz dünyasını, aşkın var olup olmadığı
sorusu üzerinden ele alıyor. Kendine “dünyanın en sevilen kadını” olan Alma’nın
adı verilen Alma Singer’ın, içine düştüğü umutsuzluktan kurtuluşunu ve gençlik
sancılarını anlatıyor. Rus sevgilisiyle olan ilişkisini bugünün aşklarını
eleştiren bir noktadan ele alırken, bir taraftan da günümüz aile yapılarına da
değinmekten kendini alamıyor.
The History of Love /
Aşk Notları filmi adından da anlaşıldığı üzere aşkı merkeze koyuyor. II.
Dünya Savaşı gölgesinden çıkma bir aşk üzerinden, Yahudi toplumunun stereotipik özelliklerini
de ele alaraktan işleyen hikaye yine de bir masal olmanın ötesine geçemiyor. Büyük
bir aşkı, kitaplara konu olacak büyüklükte bir aşkı anlatan film, ne yazık ki
gerçeklikten her geçen saniye daha da uzaklaşıyor. Birbirinden bağımsız
ilerleyen ancak kurguda birbirinden daha da uzaklaşan üç hikayesiyle (Genç Leo,
Leo ve Alma) gitgide daha da karmaşık bir hal alıyor. Hikayeler günün sonunda
her ne kadar birleşse de birbirinden ayrı ilerledikleri ve birçok yerde
izleyicinin aklını kasıtlı olarak karıştırma amaçlı kullanıldıkları gerçeğini
değiştiremiyor maalesef.

Yönetmen Radu Mihaileanu,
The History of Love / Aşk Notları ile
yine Yahudi toplumunun belli başlı özelliklerini tiye aldığı bir hikaye
anlatırken, bizleri yine o alıştığımız farklı aşklardan, aşk masallarından
birine daha götürüyor. Ancak efsanelerde, kitaplarda, romanlarda görebileceğimiz
bir aşkı bizlere tattırıyor. Biraz imkansız, biraz da gerçek olamayacak kadar
büyük, büyüleyici bir sevgiden, aşktan bahseden film, her ne kadar Mihaileanu filmografisi arasında aradan
sıyrılamasa da anlattığı o büyük aşkla insanın içinde bir yerlere dokunmayı
başarıyor.