Çoğu kitap uyarlaması proje gibi Stephen King'ten uyarlama işler de elbette tartışmasıyla birlikte geliyor. Kara Kule serisi gişede ve eleştirilerde bekleneni veremedi. The Mist'i de çekmişler ama çekmeseler de olurmuş hani, sanki dizi sezon boyunca bir türlü ilerleyemedi öyle bir hal vardı. Ancak diğer yandan It'in şu an için aldığı yorumlar ve görünüşü iyi yönde. Bana göre pozitif tarafta kalanlardan bir diğeri ise Mr. Mercedes olmuş.
Diziye başladığım sırada fena bir açılış yapmadığını ama misal başroldeki dedektifin kendine çeken bir tarafı olmadığını düşünmüştüm. Şimdiye kadar çıkan bölümlere devam ettikçe diziye de karakterlere de alışmaya başlamı oldum. Katil beyin tatlı olduğunu da itiraf etmem lazım, zaten Penny Dreadful'daki Victor Frankestein'in ardından Treadway'in bunu kotarabileceğini düşünüyordum.
Üstelik dizi sadece kedi-fare oyunuyla sınırlı kalmayıp iki ana karakterin hayatına eğilmemizi de sağlıyor. Brady'nin çalıştığı elektronik dükkanına veya annesiyle arasındaki bozuk ilişkiye tanık oluyoruz. Emekli dedektifin hayatı ise zaten kendi içinde darmadağın denebilir. Tabii yine de bunları 50+ bölümler yerine 45 dakika içerisinde anlatsalar da mutlu olurdum, o ayrı. Bu kısım da kablolu kanal dizisi olmanın piyangosu olsa gerek.
Dizi için The Mist'te de olduğu gibi herhangi bir mini dizi ibaresi yok. O nedenle kitabı ne kadar genişletirler veya sadık kalırlar bilinmez ama hikayenin devamının gelme ihtimali bulunuyor. Buna da en azından şu an karakterlerin ne kadar ileri gidebileceğini merak ettiğimden itiraz edemem. Yan karakterleriyle de besleyici bir dizi çıkmı ortaya.
Mr.Mercedes için benim diyeceklerim bu şekilde efenim. İyi seyirler...