Her yaz bir doz Kiralık Aşk

Her yaz bir doz Kiralık Aşk
Geçen yaz, sezonda izleyemediğim Kiralık Aşk bölümlerini izlemiş, yakalayabildiğim yerden dahil olmuştum diziye. Bu yaz da tatilin bir kısmında Star TV’nin gündüz kuşağında iki bölüm üst üste yayınlarına denk geldim. Şansıma en içli bölümler düştü. Defne’nin isteme törenine Ömer’in dedesi geldiği için Ömer’in kaçıp saklanmasından, Ömer’in sırrı öğrendikten sonraki büyük ayrılıklarının ertesi ilk karşılaşmalarına kadar izleyip dertlere kardım kendimi, her sahne ayrı burktu kalbimi.


Ah be Ömer 

Ömer’in isteme sonrası kayıplara karışması, Defne’nin o çaresiz halleri, en sonunda da Ömer’in ‘Ben sana nasıl güveneceğim?’ konuşmasıyla yüzüğü parmağından çıkarması o kadar gerçekçi, o kadar üzücüydü ki onca dizinin arasında Kiralık Aşk’ın neden en unutulmazlardan biri olduğunun bir tarifi gibiydi. Bir yandan Ömer’e ‘Biraz rahat bırak kendini, biraz güven seni sevenlere’ demek istedim, bir yandan Defne’ye sarılıp ‘Hepsi geçecek, çok yoruldun, çok hırpalandın ama iyi olacaksın korkma’ demek.


'Bak esiyor rüzgar, rüzgar dediğim de sensin' 

Ömer’in Sadri Usta’yla konuşup dedesi ile ilgili gerçekleri öğrenmesinden hemen sonra (Ayberk Atilla ne dingin, ne şahane bir oyuncuydu bir de, nur içinde yatsın) Defne’yi alıp getirmek için motoruna atlayan Ömer, nihayet kendine gelmeye başlayan ve zar zor topladığı bir damla huzurla meyve toplamaya giden Defne’nin yeşillikler ve Sezen Aksu eşliğindeki kavuşması gözlerimi yaşarttı. Omuzlarındaki yüklere el atıp hafifletmek istedim onları, yola çıkarken arkalarından bir bardak su döküp hiç ayrılmasınlar diye dualarla uğurlamak.


Sana gülmeler yaraşır

Sonrası malum, tam da nikah masasına giden yolda Defne’nin her şeyi anlatması, Ömer’in İtalya’ya, Defne’nin ailesinin kollarında iyileşmeye gitmesi. Hiç görüşmeden geçen bir sene ve sonra en beklenmedik anda pat diye karşılaşmaları. Karşılaşma anından hemen sonra ikisinin de o hali, ürkekliklerinin ve özlemlerinin adeta elle tutulabilecek kadar gerçek olması ve üstüne yine Sezen Aksu eşliğinde ayrı yönlere gitmeleri. Zaten El Gibi öyle tehlikeli bir şarkı ki, en neşeli insanı kahırlardan kahırlara vurur da bana mısın demez. Defne’yle Ömer’in onca şeyin üstüne o karşılaşmalarını bundan daha iyi tarif edecek kelimeler bilmiyorum ve onunla bitirmek istiyorum yazıyı. Bir sonraki Kiralık Aşk seyrinde görüşmek üzere. 

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER