Zaman
içinde izlediğim dizilerin, filmlerin türleri değişebiliyor. En sevdiğim
zamanlar olan bahar ve kış aylarında büyük prodüksiyonlu, sürekli bir “Acaba
nasıl bir ters köşe beni bekliyor?” diye sorduğum dizileri izleme
eğilimindeyken; yazları daha tatlı, izlerken çok fazla stres olmayacağım
yumuşak geçişleri olan romantik-komedi türündeki dizileri izleme eğiliminde oluyorum.
Son zamanlarda havanın sıcaklığını da bakarak 11 Mayıs-11 Temmuz tarihleri
arasında, 16 bölüm olarak KBS2’de yayınlanan Fight My Way dizisini izlemeye karar verdim. “Fight” geçiyor diye
içinizden “Acaba mı?” diye geçirmeyin. Kendisi son dönemde izleyip
izleyebileceğiniz en stressiz, en hoş Kore dizisi! Her zaman olduğunu gibi ilk
önce dizinin künyesi:
Yönetmen:
Lee Na Jeong
Senaryo:
Im Sang Choon
Oyuncular:
Park Seo Joon, Kim Ji Won, Ahn Jae Hong, Song Ha Yoon
Kanal:
KBS2
Bölüm
Sayısı: 16
Tür:
Romantik, komedi
Yayınlandığı
Tarihler: 22 Mayıs 2017 – 11 Temmuz 2017
Fight My Way
için son üç-dört yıldır dilimize yapışmış olan “hayaller-hayatlar” ifadesinin
Kore dizi sektörü içerisinde hayat bulmuş hali desem abartmış olmam. Öyle ki
Park Seo Joon’un canlandırdığı Ko Dong Man, çocukluğunu tekvando ile geçirmiş
ancak hayatın acımasız gerçekleri onu sözleşmeli bir personel haline
getirmiştir. Erkek tarafında durum böyleyken kız tarafının da çok renkli bir
hayatı olduğunu söyleyemeyiz. Zira Choi Ae Ra’da (Kim Ji Won) sunucu olmak için çıktığı
yolda kendisini alışveriş merkezinin danışma masasında bulur. Hayalleri
gerçekleştirmek, eskiden gelen hesapları kapatmak için zemin ne kadar müsait
değil mi? Aslında bakarsanız Fight My Way
dizisinde bir Kore dizisinde olması gereken her şey var. İçten içe birbirine
aşık bir çift, kendi içinde problemleri olan ama en az esas çift kadar tatlı
(hatta bazen daha tatlı) ikinci çift, geçmişten gelen hesaplaşmalar, sırlarla
dolu aile ilişkileri, haddini bilen kötüler.
Açık
konuşmak gerekirse Fight My Way
dizisi içerisine “aile” dramını nasıl yedireceklerini merak ediyordum. Böyle
bol ağlamalı, süründürmeli bir şekilde mi; yoksa kimseyi kırmadan bunu
yaparken izleyicinin zihnini yormadan, tatlı tatlı mı? Şanslıyım ki bu konuda
beklentimi fazla fazla karşıladı. Zira hem esas hem de yan çiftin hikayesi içerisinde
bir de acılarla dolu geçmiş sosu kurulan bu pembe dünyanın büyüsünü bozardı, diye
düşünüyorum. Bu sebeple nacizane beğeni kriterlerime göre Fight My Way’in konuşları işleyiş bakış açısını sevdim.
Kore
dizilerinin, en sevdiğim özelliklerinden bir tanesi de
yukarıda da belirttiğim gibi kötülerin hadlerini
bilmesi. Evet, kötüyse kötü ama duracağı yerleri biliyor olmaları iyi! Hepimiz için için günde kaç kere kötülük yapmak istiyoruzdur kim
bilir. Ekranda ise yapamadıklarımız görmek istediğimiz zamanlar oluyor. “Ah
orada ben olacaktım ki?” Bir çeşit zihinsel tatmin yaşıyoruz belki de. Ama
ancak Kore dizileri bu anlamda bana biraz daha gerçekçi geliyor. Yaratılan kötü karakterler sınırlarını
biliyor. Bu tarz romantik komedilerin sonuna geldiğimizde “Yaptıkları yanına kar mı kaldı?” diye
sorabileceğimiz kadar çoşmuyorlar ve bu benim hoşuma gidiyor. Fight My Way’ı bu konuda daha başka bir
yere koymak istiyorum. Çünkü bütün kötülerin turan taktiği ile esas
karakterleri çevreleyip sıkıştırmadığı, misyonunu bitirenin kameranın dışına
çıktığı özel bir iş.
Kim
Ji Won ve Park Seo Joon’un uyumu için “yılın çifti” diyemeyeceğim ama yine de
kendilerine baktırmayı başardılar. Kim Ji Won’u, Park Seo Joon yanında biraz
soğuk bulduğumu itiraf etmeliyim. Hala Descendants of the Sun dizisinin etkisi
mi, bilemiyorum. Çünkü hatırlayacak olursanız Descendants of the Sun döneminde
birçok izleyene göre, ben dahil, Song-Song çiftinden ziyade Jin Goo ile uyumunu
daha çok beğenmiştik. Ahn Jae Hong ve Song Ha Yoon’ın canlandırdıkları Kim
Joo Man, Baek Seol Hee çiftinin hikayesinin aktığı yerler diziden daha çok
keyif almamı sağladı.
Kadın
erkek ilişkileri açısından ise Fight My
Way, erkek egemen bir toplum olan Kore’de de kadının gücünü gösteriyor.
Dizi içerisinde “Sana ne! Kız istediğini giyer?” dediğim birkaç yer olsa da
genel olarak sonunda kadının gücünün kazandığını görmek güzel.
Fight My Way’in
hikayesinin hakkı on altı bölüm müydü? Hımm… Bana kalsa on dört bölümde de
derdini anlatabilirmiş, aslında. On altı
bölümün su gibi akmasına ne diyorsunuz? Böyle dediğimde kendimde çelişmiş gibi
oluyorum ama gerçekten de Fight My Way’de
daha önce izlediğim hiçbir dizide olmayan bir büyü vardı ya da kendisini satmasını bildi. Bunu “İzlediğim
şeylerden zevk aldım.” ya da “Uzun süredir bu kadar huzurlu bir iş izlemediğim
için hoşuma gitti.” cümleleriyle özetleyebilirim.
Son
zamanlar, yabancı dizi izlerken kendimi, acaba uyarlanabilir mi, uyarlanırsa hikâye
nasıl akar, bu rol kime gider? gibi çeşitli soruları sorarken yakalıyorum. Bu
açıdan baktığımda Fight My Way’in
uyarlanabileceğini düşünüyorum. Dramın
dozunu biraz arttırdığımız zaman yerel damak tadımıza daha uygun bir hal alacaktır. Tabii ki yetenekli ellerde!
Peki,
ben bu diziden ne anladım, bana ne kattı, nasıl ilham verdi?
Uçan kuştan,
sonbaharda dökülen yapraklardan ilkbaharda yeşeren yapraklara kadar her şeyden
ilham alan, kendini motive etmeye çalışan biri olarak Fight My Way’den de bir şeyler çıkarttım. Bunlar içerisinde en
kıymetlisi hiçbir şey için asla geç olmayacağı oldu. Gücümüz, yeteneğimiz, tutkumuz…
Hepsi kalbimiz ile beynimiz arasında gidip geliyor. Onlar o yolu kat ederken
yolunu şaşıranlar ağzımızdan çıkıyor. Ağızdan çıkanları tüm evren duyuyor ve
kum saatinden kumlar birer ikişer düşmeye başlıyor. Mesele kum saatinin ne
zaman tükeneceği değil; mesele o zaman içerisinde aksiyon halimiz! Bazen yavaşlarız, bazen hızlanırız, mesela o değil. Mesele yolumuzda gitmemiz, elimizden geleni yapmamız, gerekirse daha büyük
kum saati de ayarlarız. Çünkü hayat sonsuz devre ve gerçekleşmeyen tüm hayallere uçan tekme atma şansımız var! Nefes aldığımız müddetçe
devreyi yeniden ve yeniden başlatabiliriz.
***
Özetle;
Fight My Way, bir yandan insanın
içindeki tutkulardan, hayallerden vazgeçmemenin ne kadar kıymetli olduğunu zihni
çok yormadan, ince ince verdiği mesajlarla dile getirirken; diğer yandan tatlı
aşk hikayesiyle yüzünüzde güller açtıracak bir dizi!
Her
zaman olduğu gibi tanıtım ve diziden bir parçayı aşağıya bırakıyorum. İzleyecek
olan herkese şimdiden iyi seyirler!