Dolunay'dan Hindistan'a kadınlık halleri

Dolunay'dan Hindistan'a kadınlık halleri
4 Temmuz’da Star TV ekranlarında yayına giren Dolunay tipik bir yaz dizisi. Genç, yakışıklı ve zengin iş adamı ile hafif sarsak, oldukça güzel ama güzelliğinden ziyade çocuksuluğu vurgulanan masum genç kadın aşkı olanca alışılmışlığı ile doldu ekranlarımıza. Yaz dizilerini de romantik komedileri de severim aslında, insanı ferahlatır zaman zaman ancak Dolunay’da Ferit’e öfkelendim açıkçası.

Koskocaman bir evde yaşayan, her gün bir aşçı değiştiren, evinde temizlik yapan insanları haftalık aralıklarla işten çıkaran, telefonlarına çıkmak istemediği kadınlara asistanı İkbal Hanım aracılığı ile çiçek yollayıp onlardan kurtulan bir adam Ferit. Sanırım onun bu özelliklerini çevresine ördüğü kalın duvar ve içerisinde keşfedilmeyi bekleyen hassas bir ruh olmasına bağlamamız gerekiyor zira başka türlü ona sempati duymamız imkânsız. 

İşe yeni alınan aşçı Nazlı’ya evi tanıtan İkbal Hanım’ın ‘Mutfaktan başka bir yere adım atma. Sakın buzdolabından bir şey alma, çalışanlar için çamaşır odasındaki buzdolabında her şey var’ cümleleri karşımızda dünyanın en kötü işvereni ile muhatap olduğumuzu anlatıyor; karizmatik bir âşık ihtimalini değil. Yakışıklılıktan da zenginlikten de kırılsa bir insan, evinde yemek yapan birine buzdolabından bir şey almamasını sıkı sıkıya tembihletiyorsa kendisine hayranlık değil, acıma duyulabilir ancak. İşe başlayan birini ilk gününde sırf ona bir not yazdı diye pat diye işten çıkartmayı düşünebiliyorsa bu onun mükemmeliyetçiliğini ve titizliğini değil, vicdansızlığını gösterir aynı zamanda. Yine de bütün bunlara rağmen elbette gastronomi okuyan, Japonca öğrenen bol donanımlı başrol hanım kızımız ondan nefret etmez zira kadınlara biçilen rol budur.

Hello Hintli! ^^

Dünyanın Dolunay’dan çok uzak bir başka köşesi olan Hindistan’a gelmek isterim bir de. Bülent Ersoy, Safiye Soyman, Burcu Esmersoy ve Banu Alkan’ın Hindistan seyahatini izlediğimiz "Dünya Güzellerim" programının son bölümünde Banu Alkan’a pazarda satış yapan Hintli erkeklere ‘Hişt, beğendim ben seni, sen beni beğendin mi?’ diye sormak, ‘Hey Hintli, mememi elledin’ deme rolü uygun görülmüştü. Ne komikti ne eğlenceli, hüzünlüydü daha ziyade. Genç kadınlara yakışıklı ve zengin erkeklerin etrafında pervane olmaktan başka ihtimal düşünmeyen televizyonlar, yaşı ilerlemiş kadınlara da cinsellikleri ile dalga geçilebilecek seyirlikler sunmayı uygun görüyor anlaşılan. Kadın olmak zor, her yaşta ve her koşulda. İzleyenlere bol sabır ve iyi seyirler dilerim.  


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER