Kavak Yelleri dizisinin ilk yayınlamasının
üzerinden 10 yıl geçtiğini dizinin senaristi Yiğit Güralp’ın Instagram’da
yaptığı bir paylaşım sayesinde fark ettim. Bu dizinin ilk bölümünü görmemizin
üzerinden koskoca 10 sene geçmesi benim resmi olarak yaşlandığımın çok net
ilanıdır ve bunun üzerine ayrıca sayfalar yazabilirim ama şimdi bunu
yapmayacağım, diziden bahsetmek istiyorum bir miktar.
Kavak Yelleri yaz dizisi olmasa
da yaz ferahlığı veren bir diziydi bir kere. Denizin, güneşin, tuzlu suyun,
deniz kenarında dolaşmanın, rüzgâr saçları surata yapıştırırken içilen iki
biranın dizisiydi. Gençlerin aşklarını izlerdik ama ondan daha da güzeli o
çocuklar arasındaki dostluktu. Kendimize seçtiğimiz aileler yaratabileceğimizi,
insanlara güvenebileceğimizi, istemezsek yalnız olmak zorunda olmadığımızı bize
hatırlatmasıydı. Gençtik, alternatifler ve fırsatlarla dolu hayatlarımız ve
tepemizde her daim parlayan bir güneş vardı ve Kavak Yelleri bize bunu
hatırlatmak için oradaydı.
Efe Aslı’yı canı pahasına korurdu, Deniz
inceden Mine’ye yürürdü, Aslı’nın babası despot bir insandı ve o doktor olmaya
çalışırdı ama bütün bunlar olurken havada inkâr edemeyeceğimiz bir özgürlük,
masmavi bir gökyüzünün altında kendine güvenen gençler vardı ve Kavak Yelleri
izlerken biz karamsar olamazdık. Dawson’s Creek uyarlaması olarak başladığı macerasına
en bizden içerikleri katarak ve ne yaparsa yapsın sakil durmayarak devam eden
bir diziydi Kavak Yelleri. Pinhani’yi bana öğreten, Aslı Enver başta olmak
üzere en baldan tatlı oyuncuları tanımamı sağlayan diziydi. Bu dizi ilk
başladığında ben adını sadece yarışma programlarında duyduğum bir ilçeye taze
taşınmış, ‘Nasıl olacak bu işler?’ diye düşünen bir çocuktum, büyürken bana
eşlik etti Kavak Yelleri, ne kadar teşekkür etsem doyamam. Hiç izlemeyen varsa
açsın bir bölüm izlesin dilerim. İyi seyirler.