İlham verenlerde bu hafta: Özge Özpirinçci

İlham verenlerde bu hafta: Özge Özpirinçci
İster sevenlerden olalım ister nefret edenlerden, ister ‘Ben hiç bakamıyorum şekerim’ ekolünden gelelim ister telefonu elinden düşürmediği için eşinden dostundan azar işitenlerden, sosyal medyanın son yıllara damga vurduğunu inkâr edemeyiz. Instagram başta olmak üzere, hiç tanımadığımız bir insanları en iyi arkadaşımızdan bile sık görmemize yarayan bir takım uygulamalarla doldurduğumuz türlü çeşitli elektronik alet sayesinde artık uzaklar yakın. Sosyal medya bu kadar yaygınlaştığından beri artık sadece okuldan yıllardır görmediğimiz arkadaşlarımızı ‘Ayyy o da mı evlenmiş?’ deyip düğün menüsünü parmaklarımızla büyüterek okuduğumuz uzak akrabaları, bize bunca çalımı hangi ara attığını düşündüğümüz eski dostlar takip etmiyoruz, en büyük oyalanma kaynaklarımızdan biri de ünlülerin hayatları. Bu mecraları kullandıkça hayatının bir kısmına şahit olup sevdiğimize seveceğimize pişman edenleri de oldu, hiç aklımızda yokken ne tatlı insanlar olduklarını düşünmeye başladıklarımız da.  İkinci gruba en büyük örneklerden bir tanesi benim için Özge Özpirinçci. Ekranda gördüğümde izlerdim, güzel bulurdum beğenirdim ama Instagram hesabını takip etmeden önce bu kadar farklı, bu kadar özgün bir kadın olduğunun farkında değildim açıkçası.

Herkesin birbirinin kopyası olduğu ve daha da fecisi bundan gurur duyduğu bugünlerde Özge Özpirinçci ilaç gibi geliyor bana. Kimseyi kırmak istemeyecek kadar naif ama olduğu kişi olmaktan da yarım saatliğine bile taviz vermeye niyeti olmadığını da bu kadar net belli eden bir kadın, çocukların ve gençlerin televizyonla bu kadar iç içe olduğu bir dönemde çok kıymetli bence. Doğal olmanın ‘Beni sizler var ettiniz’ sahtekârlığı içinde hayranlarına gülücükler saçıp, makyajsız da güzel olduğuna bizi inandırmak için altı kilo fondöten sürerek no filter uydurukçuluğuyla değil, ‘Ben böyle birisiyim ve beni sevmeniz çok güzel, sevmemenizse bir o kadar dert değil’ rahatlığı ve kendine güveni içinde anlatılmasına bayılıyorum.



Oynadığı dizi ve filmlere baktığımızda da güzelliği, ses tonu ve tipine çok yakışan romantik komedi rollerine takılıp kalmak yerine türlü çeşitli karakterleri denemekten çekinmediğini görebiliyoruz. Aşk Yeniden’de dünyanın en tatlı Zeynep’i olduğu rahatlıkta, Anadolu Kartalları’nda üniforma da giydi, Al Yazmalım'da Asya oldu, Fikriye Hanım olup türkü söyledi. Yekta Kopan'la Oscar 2017'yi sunmasına bayıldım mesela, bir sinema eksperi olduğu için değil, enerjisi hiç bitmediği ve bu izleyiciye bolca geçtiği için. Özge Özpirinçci’yi son olarak Fi’de, Can Manay’ın sevgilisi oyuncu Sıla rolünde izledik. Sıla karakterini dinleyip,  kim oynar diye oyuncu tahmini yapsam ilk beşte o gelmezdi aklıma ama izleyince ‘Ne güzel olmuş, iyi ki de Özge Özpirinçci oynamış’ dedim. Belki de ilk akla gelen kişi olmanın tekdüzeliğinden daha güzeldir böylesi.

Kendi olmaktan hiç utanmayan böyle zeki, cesur ve hayat dolu kadınlar görmek beni çok mutlu ediyor. Özge Özpirinçci’ye bol bol oyunculuk yapacağı uzun yıllar, kendimize de iyi seyirler dilerim.


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER