Polis Okulu'ndaki çekimler tamamlanınca ekibin bir kısmıyla vedalaşıyoruz. O günün çekim programında Kaymakam Fatih'in ev çekimleri var. İşi biten oyuncularla vedalaşıyoruz. Şehit cenazesini teslim alan helikopter de işi bittiği için alanı terk ediyor. Tepemizden geçerken el sallıyorum. Onlar da tepemizde bir tam tur atarak bizi selamlıyorlar. Aslında çekim esnasında o helikoptere binecektim ama son anda vazgeçtim. Dışarıdan havalanmasını kaydetmek daha keyifli olur diye düşündüğüm için ekiple birlikte binmedim. Yanlış seçim!

Bilmem kaç tonluk alet sadece yerden 20 metre yükselecekti; biz de Ahmet Kayımtu ve Kanal D Kurumsal ekibiyle birlikte bu akşam bölümde izleyeceğiniz sahnede uğurlama için kenarda oyuncuların arkasında saf tutarak saklanacaktık. Planım buydu. Tutmadı. Şehit'i uğurlayan askerleri, ailesinini canlandıran yardımcı oyuncular ve ana cast gözlerini kırpmadan dakikalarca çekim yaparken, ben, pervanenin oluşturduğu korkunç rüzgara karşı gözlerimi açmayı becerip, kafamı bir saniye bile dik tutamadım. Dolayısıyla da planladığım video çekimini gerçekleştiremedim. Kısmet..

Aynı gün ikinci durağımız Kaymakam Fatih'in yaşayacağı bekar evinin olduğu mahalleydi. Biz çekim ekibinden önce mahalleye vardık ve sanat ekibinin peşinden eve girdik. Çekim ekibi yemek molasını bitirene kadar da ev sahipleriyle sohbet ettik. "Bu daire gelin hanımın, ben alt katta oturuyorum orayı da dizideki Doktor kızımızın evi olsun diye verdik" diyor; tatlı ev sahibemiz. Bize ne ikram etsin bilemiyor; çay, kahve teklif ediyor, yormak istemiyoruz, ikramını geri çevirmemek için su içiyoruz.

Ev sahnelerinin çekimlerinin başlamasına epeyce zaman var. Kaymakam'ın mahalleye ilk gelişi çekilecek sonra da iç sahneler.. Yoldan geldik yorgunuz, diyerek ekibi ekip, otele gidiyoruz. Herkesle vedalaşıyoruz. Onların işi epeyce uzun.. Zaten biz de herkesle aynı otelde kalacağız. Sadece birkaç kişi Öğretmen Evi'ni tercih etmiş, Murat karakterini canlandıran Çağkan Çulha da köpeğini yanında getirdiği için ev tutmuş.



Yazı devam ediyor...