Yönetmen Osman Kaya monitör başında..
İsimsizler yayına hazırlanırken oradaydım
27 Mart 2017
Çekimler devam ederken Ahmet Kayımtu'yu soru yağmuruna tutuyorum. Onun
açıkladığına göre ilk bölüm için 50’den fazla silahla 2000’nin üzerinde
manevra mermisi ve 12 adet
RPG 7 mühimmatı atılmış. Patlama sahnelerinde ise 30 kilo barut, 30
adet cam fünyesi, 100 adet vücut fünyesi, 60 metre infilaklı fitil ve
Molotof
için 50 litre benzin tüketilmiş. Ayrıca 50
litre mazotun kullanıldığı patlama sahnelerinde, 2 araç da imha edilmiş.
Yönetmen Osman Kaya'yı TRT'de yayınlanan Osmanlı polisiyesi Filinta'nın rejisinden biliyorum ama o
gün sette ilk defa tanışıyorum. Zaten Filinta'nın yapımcısı olan Es Film bu dizinin bir diğer yapım ortağı. Kaya, Filinta'da kamera arkasında çalıştığı ekibiyle birlikte İsimsizler'e gelmiş. Gerçek mühimmat kullanmanın
oyuncuların tepkilerine olumlu etki ettiğini, gerçeği yakalama konusunda
çok faydalı olduğunu anlatıyor. Yeşilde, özel efektle eklenecek patlama
yerine burnunun dibinde vızıldayan kuru sıkı mermiye ya da
patlamaya oyuncunun vereceğin tepki gerçeği yakalıyormuş.
O anlatırken aklıma Yılmaz Erdoğan'ın Water Diviner'da oynamak için önceden gittiği Avustralya kampında aldığı silah eğitiminden paylaştığı anekdotlardan bir cümle geliyor. "Bir askeri oynuyorsan ateş etmek için nişan aldığın silah patlayınca gözünü kırpmamayı öğrenmek bile zaman alıyor" demişti. Haklıymış..
Dizi oyuncularının diline dolanan, hemen her röportajda duymaya alıştığımız "çekerken çok eğlendik" klişesi İsimsizler setinde garip bir anlam değişikliğine uğruyor. Herkes çok ciddi. Gerçekten.. Hikayenin taşıdığı dram ve gerçeklik duygusunun getirdiği hüzün 160 kişilik ekibin içine işlemiş. Şehit cenazesi sahnesi çekilirken, yönetmen "kestik!" dediğinde hiçkimse normal hayatına hemen dönemiyor. Misafirler de dahil. Sahne çekilirken kenarda dikilen bizler de ağlıyoruz. Daha önceleri tonla "içli" sahne çekimine tanık oldum. Ama bu başka bir durummuş. Kelimelere dökmek gerçekten zor..
Yazı devam ediyor...