Bunca yıldır Survivor izlerim,
yine de yarışmacılarla ilgili hala yanılabildiğimi bu sezonda anladım. İlk
birkaç hafta en büyük kavga potansiyeli gördüğüm yarışmacılardan biri olan
Sabriye adeta bir sevgi yumağı, bir pamuk şeker çıktı, en sevdiğim yarışmacılar
listesine tepelerden bir yerden girdi. Duygusallık potansiyelinin düşük olduğunu
sandığım Adem ise Sabriye’ye dünyanın en güzel dostluğunu yaptı, kol kanat
germelerin en güzelini izletti hepimize. Hala da izletiyor. Finale kadar da
izletsin.
Geçtiğimiz bölümlerin birinde bir
takım yanlış anlamalar sebebiyle kapışan Adem ve Sabriye’nin barışma videosunun
bir kısmını birlikte izleyelim isterim.
Şu diyalogdaki naifliği ve
samimiyeti görmek için çok akıllı olmaya gerek yok ama hayatta en az bir kere
gerçek bir arkadaş edinmiş olmak şart. Özellikle Ünlüler Takımı’nın diğer çok iyi anlaşan
ekibi olan İlhan-Sema-Serhat ve Furkan dörtlüsüne bakınca Adem ve Sabriye’nin
birbirlerini sevmelerini ve korumalarını pamuklara sarıp saklayası geliyor
insanın. Hele Adem’in Sabriye’den bahsederken söylediği ‘Atsan atılmaz, satsan
satılmaz’ cümlesi var ki Adem’i kucaklayasım geldi bunu duyunca. Dostluk
dediğin şey gurur dolu cümlelerle, ‘Sevdim mi tam severim sildim mi bir kalemde’
replikleriyle, ‘Bana yanlış yapanı kardeşim olsa tanımam’ iddialarıyla olmaz
işte, böyle usulca olur, gerçekçilikle olur.
İlhan-Sema-Serhat ve Furkan’dan oluşan
ekibi izlerken yoruluyorum, hırsları onlarca kilometreden salonumun orta yerine
düşmüş kadar rahatsız edici. Amerikan filmlerindeki gözlüklü şişman çocuklar
gibi hissediyorum kendimi, sanki birazdan beni dövüp dolabıma kilitleyecekler,
kendilerine benzemeyen, havalı çocuklara katılamayanlara o kadar tahammülleri
yok. Adem’le Sabriye’nin baldan tatlı dostluğunda buldum huzuru, size de
tavsiye ederim. İyi seyirler.