Çok uzun süredir burada yazamadığım için, severek
yorumladığım Sevda Kuşun Kanadında
dizisini vakit yetersizliği sebebiyle yazmayı bırakmak durumunda kaldığım için
öncelikle tüm okurlarımdan özür dilerim.
Kıymetli vaktini ayırıp yazılarımı okuyan,
yazamadığım için merak edip soran herkese de çok teşekkür ederim.
Yazmak, hayatımda bir lezzet. Dizi yorumlamak
lezzetlerin içinde bir başka lezzet.
Benim için hep çok özel ve farklı kalacak bir
deneyim..
Bundan sonra fırsat bulur ve yeniden dizi
yorumlamaya başlayabilir miyim bilmiyorum ama, yayın hayatına başlamadan evvel
huzurunda bir selam durup, bol şans dilemek istediğim bir yapım var:
İsimsizler…
Es Film&Barakuda Film ortaklığıyla çekilen dizi,
yayın hayatına inşallah 27 Mart Pazartesi günü başlayacak.
Bu ara birden çok özel harekât hikâyesi seyirciye merhaba
diyecek. İsimsizler, Söz ve Savaşçı.. Biliyoruz ki hepsinde büyük
özveri ve emek var. Dolayısıyla şimdiden her birine ayrı ayrı başarılar diliyorum.
Gelelim İsimsizler’e..
RaniniTv’de Diriliş Ertuğrul
yorumlarken, Tuğtekin karakteriyle hayatımıza giren Uğur Güneş hakkında epey
kalem oynatmıştım. İzninizle o satırlardan bazılarını tırnak içerisinde
şuracığa bırakmak isterim:
“Size bir sır
vereyim mi? Diriliş’te âşık olduğuna beni en çok inandıran kim biliyor musunuz?
Tuğtekin! Diğerlerine inanmıyor değilim tabii ama bir sıralama yapacak olursak
Tuğtekin bu listenin en başında yıldızlı lider olur. Uğur Güneş’i en başından
beri çok beğeniyorum, bilenler bilir. Öfkesini de, sevgisini de bu kadar iyi
yansıtan bana göre çok az oyuncu var. Beni çok inandırıyor oynadığı karaktere.
Bilhassa işte bu aşk mevzuunda onu böyle Gökçe’ye şiir okurken düşünüyorum
bazen.. Vallahi çok yakışıyor. Uğur Güneş nerede görev verirseniz dev güzel
performanslar çıkaracak bir oyuncu. Diriliş’te bir Ertuğrul fırtınası esiyor
ama fırsat verirseniz Tuğtekin de ortalığı kasıp kavurabilir. Gökçe’ye bakarken
içinin titrediğini biz oturduğumuz yerde hissediyoruz mesela. O mahcup
gülmeleri, kıskançlıkları, tam bir şeye sinirlenmişken Gökçe’yi görünce dalgalı
bir denizin birden durulması gibi sakinlemesi.. Hırsının arkasına sakladığı
incecik ruhu görmüyor olamazsınız. Kimse görmüyorsa da ben görüyorum yani. Onu
daha az öfkeli, daha çok aşık, daha kahraman, daha cesur yapamaz mıyız acaba?
Bekleyelim bakalım, Allah’tan ümit kesilmez.” 20 Ocak 2016/Raninitv
Allah’tan ümidi kesmedik.. Hâsılı Uğur Güneş bu hikâyenin
hem Kaymakam Fatih’i hem de bizlerin kabul olunmuş duasıdır efendim.
Fragmanlar, bu dileğimde ne kadar haklı olduğumun
ispatı gibi. Diğer tüm oyuncuların da muazzam performanslarıyla kalplerimizde
iz bırakacaklarına inancım sonsuz.
Toprağa cemrenin düştüğü gibi gönlümüze düşen
İsimsizler, ömrünü devletin bekası, vatanın birliği uğruna feda eden
kahramanların hikâyesiyle hepimiz için farklı bir yolculuk olacak.
Bu yolculukta kalbim sizinle ve pazartesilerim de
sizindir.
Bize bizi doğru anlatan hikâyelerin vurgunuyuz. Bu
milletin değer ve inançlarına dair üç maymunun oynanmadığı, içinde Anadolu
motiflerinden esintiler gördüğümüz, yanık bir türkü işittiğimiz, acısı acımıza,
sevinci neşemize benzeyen karakterlerin gölgesinde ısındığımız memleket
hikâyelerinin hassaten vurgunuyuz.
Biz sıcak yatağımızda rahat uyuyalım diye,
çocuklarımızı okula gönderebilelim diye, bayrak inmesin diye, ezan dinmesin
diye.. Keyifle oturup kahve içtiğimiz kafelerde muhabbetlerimize huzur ve güven
içinde devam edebilelim diye can veren birileri var. Biz onları yalnız haberlerde
değil; bir türkünün içinde, bir şiirin mısraında, beyaz perdede yahut bir
televizyon dizisinde de görmek isteriz. Niye olmasın? Kurulan dünya bir kurgu
da olsa yine de onların kahramanlıklarına, fedakârlıklarına dair izler
görebileceğimiz yapımlar olsun, seyredelim. Bütünüyle bilemesek de bir fikrimiz
olsun. Kahramanlık hikâyeleri sanat eserlerinde yaşamaya devam etmelidir. Televizyon
dizileri de bir sanat eseridir. Ve bu benim konuya nâçizâne bakışımdır.
Bir hilâl uğruna hayatından, gençliğinden, isminden
vazgeçen tüm kahramanların anısına saygıyla…