Adı Efsane: “Perdeleri güneş yıpratır çocuk! Kızları, babaları…”

Adı Efsane: “Perdeleri güneş yıpratır çocuk! Kızları, babaları…”
Ağlarken ufacık bir güzellik bulup gülümsemek…

Kızlar ilk önce babalarına aşık olur… İlk onları kahraman bilirler hayatlarında, minicik elleri kocaman avuçlarında kaybolan adamın onları her zaman koruyacağına inanırlar. Ve en büyük hayal kırıklıklarını da hep aynı adam sayesinde yaşarlar.

Melis bu durumun canlı kanıtı… O da Zeynep gibiymiş. Babasını seven, değer veren ve verdiği sözlere inan… O kadar geride bırakılmış, o kadar çok güveni sarsılmış ki artık ne yaparsa yapsın devam edemiyor.

Tarık o kadar uzun zaman gelmemiş ki, artık bütün gelişleri değersiz.

Tarık Aksoy…

Baba, koç, eş…

İyi bir baba mı? Üzgünüm ama hayır. Kötü bir baba mı? Asla değil. Peki ne Tarık? Savruk bir baba, kendini toparlayamadığı için asla dimdik duramayan bir koç, artık hükmü kalmamış bir eş.

Melis bazen Zeynep’i de hırpalıyor, bazen sinirini ondan çıkartıyor ama yine de sarıp sarmalıyor. Melis için ayrı Zeynep için ayrı zor annesiz kalmak. Zeynep’in annesine büyümek için ihtiyacı var, Melis’in ise hayatı öğretmesi için.

Seçil kendi hırsının, öfkesinin, kalp kırıklığının karanlığında kaybolmuş bir kadın. Seçil kızları görmüyor, duymuyor. Evet, Tarık’ın savunulacak tarafı yok ama Seçil de mükemmel değil. Ve sandığının aksine kızların psikolojisini Tarık bozmuyor, ikisi bir olup birlikte bozuyorlar. Neyse ki bu dünyada Tarık ile yapabildiği bir şey var, buna sevinsin en azından.

Tarık kızlarına kavuşmadı henüz belki ama bir önizleme yaşadı, kavuşsa nasıl olurdu gördü. Zeynep yine Zeynep idi… Neşeli, ara bulucu, affedici ve sevecen. Melis’in öfkesi avuçlarında büyümüş, Melis her gün uyumadan önce bir bir ekmiş avuçlarına babasından ömrüne saplanan hayal kırıklarını, gözyaşları ile sulamış da büyütmüş sonra. Melis, Zeynep’den daha kırık çünkü o her şeyi görmüş, her şeyi duymuş. Melis, annesinin kırgınlığını da eklemiş kendi kırgınlığına. Affetmeye o kadar yakın ki kendisinden korktuğundan duvarlar diziyor babası ile önüne. 

Nasıl da bilir kızını etkileyecek hediyeyi^^

Minicik bir nesneye tutunup ağlamak ne demek bilenler anlar Melis’i.   

Müzik kutularını çok severim, balerinli müzik kutularını daha da çok severim. Durduk yere insana umut veren neşe veren nesnelerdir müzik kutuları. Melis de o müzik kutusundaki balerin. Birisi gelip kutusunun kapağını açmasını bekliyor ama beklerken gelmeyenlerin gelmeyeceklerine o kadar inanmış ki, geldiklerinde fark etmiyor.

Tarık geldi… Melis’in gözünün içine bakıyor, ‘kızlarım’ derken adamın göğsü titriyor, kalbinin atışı değişiyor. Tarık geldi gelmesine de ama dedim ya, vaktinde o kadar gelmemiş ki… Tüm gelişleri eksik artık… 


Yazı devam ediyor...

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER