İstanbullu Gelin’in ikinci ve üçüncü fragmanları da geçtiğimiz haftalarda yayınlandı. Önce
ikinci fragmanı beraber izleyelim isterim.
Süreyya’nın ‘Sen hiç vazgeçmez
misin, böyle her fırsatı değerlendirecek misin?’ cümleleriyle anlıyoruz ki esas
adamın bu İstanbul gelinini Bursa’ya gelmeye ikna etmesi öyle çok da kolay
olmamış, bolca peşinden koşma ve ikna çabası içermiş. Burada aklıma ister
istemez New York’ta yaşayan bir ressam olan Bahar’ı neredeyse tek bakışıyla
peşinden Asmalı Konak’a getiren, onca sert görüntüsünün altında aşırı romantik
bir adam olan Seymen Ağa geldi aklıma. Üstünden yıllar geçti ve bu yıllar Özcan
Deniz’in de saçlarında aklar olarak karşımızda. Fragmanda aynı zamanda her dev
konağın ve başarılı iş adamının olmazsa olmazı öfkeli ve evladını korumaya
yeminli bir anne var. Elbette tek başına yapmıyor bu işi, ‘Konağın kapısının
eşiğini görüyorum hanımım, yüzlerce yılan var eşikte’ diye fal bakarak mevzuya
harem havası katan bir ahretliği de var yanında. İpek Bilgin’in canlandırdığı
anne rolüne şimdiden ikna olmakla kalmadım, ufaktan kendisinden tedirgin de
oldum.
Gelelim bir öncekinden çok daha fazla hoşuma
giden üçüncü fragmana. Burada Süreyya’nın günlük hayatından kesitler
görüyoruz. Metroya yetişirken, bindiğinde kitap okurken, kahve alıp alelacele
bir yerlere koşarken. Anlaşılan kızımız tam bir şehir kadını ve güçlü işadamımız Faruk, güzeller güzeli Süreyya’ya
buralarda bir ilk görüşte aşkla vurulacak, defalarca karşılaşacakları romantik
sahneler izleyeceğiz belki. Tabii bunlar olurken annesi de boş durmayacak
anlaşılan ve oğluna kötü kalpli İstanbul kızı Süreyya’yı unutturmak için kendi
ölçülerine cuk oturan başka bir gelin adayı bulacak. İpek ismindeki bu kızı
Dilara Aksüyek’in canlandırdığını görünce çok mutlu oldum zira Merhamet’ten
beri pek severim kendisini.
Fragmanları ile merak ve
beklentiyi gittikçe arttıran İstanbullu Gelin’e kadar herkese iyi seyirler
dilerim.