Kısmetse Olur’da gün geçmiyor ki ortalık karışmasın, olaylar
birbirini izlemesin, izleyici pinpon maçı gibi bir o yana bir bu yana bakarak
ekrana kilitlenmesin. Geçtiğimiz günlerin en hararetli konusu Gökhan-Sibel
aşkından bahsediyorum elbette. Kahramanımız Gökhan, Rabia ile
yaşadığı aşkın bitmesinin hemen akabinde ‘Ben artık elenmek istiyorum. Seninle olamayız
ama bil ki seni mutsuz edecek bir şey yapmam bu evde.’ naraları atarak
dolaşırken gerginlikten olsa gerek ki seviyeli bir ilişkisi olan Adnan’la kavga
etti. Etmiş daha doğrusu zira yapım bu görüntülerin ‘gösterilemeyecek kadar kötü’
olduğunu söylediği için biz izleyemedik. Ev arkadaşları da Adnan yerine Gökhan’ın
elenmesi için oy verince kendisi diskalifiye oldu ancak burada anlattığım kadar
kısa sürmedi tabii.

Önce çılgın bir ağlama krizine
giren Tuğçe Ergişi (ki kendisini daha önce İşte Benim Stilim’de Yılmaz Morgül
kılığına giren kız olarak tanır gündüz kuşağı tutkunları, tanımayanlar için
fotosunu ekledim) hıçkırıklarla dolu bir ağlama krizine girdi, hemen akabinde
Sibel Gökhan’a hisleri olduğunu pat diye söyleyiverdi. Aslında dünyadaki her
varlığa karşı hislerimiz vardır ve bunlar iyi ya da kötü olabilir ama Sibel’in
derdi kendine yetmiş, şimdi dilbilgisi ile kızı daraltmak istemiyorum. Önce Tuğçe’yi
avutmaya çalıştı Gökhan. ‘Hadi eve dön, söz ver ağlama’ , ‘Gel sarılayım sana
bir, bak daha önce diğerlerine sarılmadım’ gibi bir takım cümlelerle
gözyaşlarını yatıştırmaya çalıştı ama Tuğçe ev halkı dahil izleyen herkesi
şaşırtacak kadar ağladı, kıyamadık. Esas hikaye ondan sonraymış, bilmiyorduk.

Gökhan’ın evdeki yakın
arkadaşlarından Ünal’la (hatta Adnan’a karşı Gökhan kalsın diyen tek erkekti) flörtümsü
bir ilişkisi olan Sibel, Gökhan’a duygularını itiraf edince çarşı karıştı.
Flört diyemedim zira Sibel ‘Bir yola girmemiştik Ünal’la’ diye defalarca
kendini savunmaya çalıştı; üstelik girse ne olacaktı? İnsanların en doğal hakları
olarak evlenip çocuk yapıp sonra ayrılabildiği bir dünyada bu kimseye umut
vermemiş olma ısrarını hanım kızlarımıza bu kadar yükleyen sosyal koşullara
üzülüyorum çok. Neyse, Gökhan’ın da Sibel’e karşı boş olmadığı ortaya çıkınca
Ünal Gökhan’dan hesap sormak istedi çünkü delikanlılık müessesesi bunu emreder.
O müessesenin ismi de ‘Adamlık’ olarak değişti meraklısı varsa haber vereyim de
demode deyişler kullanmasın. Gökhan kendisini bir şekilde Ünal’a hesap vermek
zorunda hissediyor aslında, birkaç defa helallik istedi, sebebini bir önceki
cümlede anlattım. Tuğçe’nin araya girip ‘Bir dakika şimdi ona hislerin mi var?’
diye defalarca sorması ise oldukça yersizdi. Gökhan ‘Senin aklın bende oldukça
bu iş yürür’ dedi Sibel’e, Ünal Gökhan’ın fotoğrafının olduğu çerçeveyi kırdı,
Tuğçe kendine gelip Gökhan’ın sosyal medya hareketleri ile ilgili imalarda
bulundu, ev bir kişi hariç normale döndü.
Yazı devam ediyor..