Kısa bir aradan sonra yeni yılda yeniden
reyting analizleriyle karşınızdayım. Artık sezon ortası dizileri de birer birer
başlarken yarış kızışacak, Mayıs’a kadar bir ölüm kalım savaşı verilecek
diyebiliriz. Heyecan asıl şimdi başlıyor.
Pazar günü CBS’in adeta “öylesine” sipariş
ettiği Ransom yayına başladı. Sıfır
tanıtım ve kötü planlamayla çok bir şey beklememek lazımdı, zira öyle de oldu.
Kanalın şaşırdığını zannetmiyorum, ilerleyen bölümlerin ABD’nin ölü günü
Cumartesi’de harcanacağını da varsayarsak. Başlayan bir diğer dizi de Fox’un
yeni komedisi The Mick’ti. Öncelikle
diziyi çok beğendiğimi söylemeliyim, şiddetle tavsiye ediyorum. Kahkahaya
ihtiyacımız var malum. Dizi aslında Salı günleri yayınlanacak ama Pazar gününün spor yayınları sayesinde
mümkün olduğunca çok seyirci ilk bölümü görsün diye böyle bir strateji
geliştirildi, işe de yaradı. Hemen iki gün sonra yayınlanan ikinci bölüm
elbette ki düşse de şimdilik kanalın yüzünü güldürdü diyebiliriz. ABC de
sezonun tutmayan yeni dizilerinden Conviction’ı
Pazar günü eritmeye başladı, çekilen bölümler biter bitmez bize veda edecek. Bu
rakamlarla etmeli zaten.
Normalde reality programlarının
reytingleriyle ilgilenmiyorum ama Donald Trump beni buna mecbur bıraktı.
Geçtiğimiz hafta Trump’ın “kovulduğu” The
Apprentice Arnold Schwarzenegger ile yeni sezonuna başladı ve açıkçası
günümüz TV dünyası için kötü değil, ortalama bir sonuç aldı. Ama yeni Amerikan
başkanı, pek işi gücü olmadığından, hala uygulayıcı yapımcı sıfatını koruduğu
programa giydirip kimsenin kendi mertebesine ve reytinglerine erişemeyeceğine
dair Tweet attı. Durumun absürtlüğü bir yana, asıl endişe verici olan şey,
Trump’ın yine verileri analiz edemeyerek gözü kan bürümüş bir şekilde fikir
oluşturup bir de çekinmeden bunu beyan etmesiydi. Reytingler gibi çok basit
verileri bile doğru değerlendiremeyen bir başkan görmek Amerikan vatandaşlarını
endişelendiriyor olsa gerek. Hazır reality rakamlarına bulaşmışken, The Bachelor da yeni sezonuna başladı.
Eski parlak günler aransa da hala formatın özellikle genç seyirci toplayıp
başarıya ulaştığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Salı günü Bones final sezonuna başladı. Düşük bir sonuç aldı ama üzerinde
durmaya gerek yok. 12 yıldır yayında kalabilmek dev bir marifettir, sürüne
sürüne de olsa finale ulaşır, başarılı bir dizi olarak akılda kalırlar.
Aralık ayında özel bir yayınla ilk bölümü
seyirciye sunulan yeni Fox dizisi Star asıl
yayınına Çarşamba günü başladı. Empire’ın
boşluğunu doldurmak üzere tasarlandığı göz önünde bulundurulduğunda çok parlak
bir sonuç aldığını söylemek zor. Yine de bu seviyelerde kalırlarsa yeni sezon
siparişi alırlar. Ben ilk bölümü beğenmiştim ama daha ikinci bölümden çok
sıradan bir pembe diziye ve ucuz müzikal numaralara başvurdukları için fikrim
değişti. Hep birlikte sonucu izleyip göreceğiz.
Perşembe günü NBC’nin şahane komedileri Superstore ve The Good Place geri döndü. Daha iyi sonuçlar hak ettikleri aşikar.
Ama kanal bunlarla yetinecek, ikisine de kıymayacaktır diye düşünüyorum. CBS
komedilerinde ise Life in Pieces için
endişelenmeye başladığımı söyleyebilirim. Sezon sonuna kadar daha da düşerse
CBS, kendi üretmediği için, bu güzelim diziye üçüncü şansı vermeyecektir.
Cuma günü Grimm final sezonuyla kendisinden beklenen seviyede bir açılış
yaptı. Hemen arkasından da NBC’nin The
Wizard of Oz evreninde geçen yeni (ve acayip sıkıcı) yeni dizisi Emerald City yayına girdi. O da ilk
bölüm rakamlarını korursa başarılı sayılıp gelecek sezona taşınabilir. Fox
yöneticilerinin elleriyle çamura bulayıp unufak ettiği, ilk sezonunda elmas
değeri taşıdığını öngördüğümüz Sleepy
Hollow da yeni sezonuna başladı. Umarım final sezonu olur, ki rakamlar da
bu yönde. Viral olmaya çok müsait müzik klipleri ve saniye başı gelen şahane
esprileriyle başarısızlığını hiç mi hiç anlayamadığım Crazy Ex-Girlfriend artık çifte bölümle sezonunu eritmeye başladı.
Umarım ödüller diziyi kurtarmaya yeter.
Söyleyecek ne çok şey birikmiş. Haftaya,
seyirci 2017 yayın akışına daha da alıştıkça rakamlar yükselecek mi, hep
birlikte göreceğiz.