Ve en sevdiğimiz klişelerden biri daha hikayenin içine alınıyor: Düşman ailenin kızına aşık olan adam kalbine söz geçirecek ve sevdiğinin elini bırakacak mı yoksa aşk intikamdan çok daha önemli bir yer mi kaplayacak hayatında? Bunun yanıtını Cesur’un Sühan için ölümü göze alması ile artık biliyoruz. Peki ya kadın giderek daha yoğun duygular beslediği, gün olacak ‘vazgeçilmezimsin’ diyebileceği adam hakkında öğrendiklerini bir araya getirdiğinde yara alan güveni onu bu savaşta taraf olarak ailesine mi yönlendirecek?
Sühan açısından bakacak olursak; hani olur ya bir adam girer durağan hayatının ortasına fırtına gibi, varlığıyla tüm dengeleri değiştirir… Onun çekim gücünün etkisine girerken kafandaki soru işaretleri giderek artar ama kalbin başka söyler, zihnin başka… Zaman dersin, zamanla her soru işaretlerine verilen açıklamalarını sindireceğim, zamanla… Ama zaman ilerledikçe sorular azalacağına artar ve artık tanıdığına inandığın adamın hikayesinin bambaşka olduğunu öğrenirsin hem de ona karşı duygularının tavan yaptığı zaman…
(Cesur ve Güzel 8. Bölüm - Sühan'dan Aşk İtirafı)
Flashbacklerle desteklenen Korludağ efsanesinin nasıl oluştuğunu ve intikam yolcuğunu takip ederken asıl cevap beklediğim soru da işte bu; Cesur ve Sühan arasındaki ilişkiye dair Sühan’ın seçimi.
Geçmişin sırlarının içinde her gün biraz daha çekilirken güvendiği her şeyi sorgulamaya başlamasının hemen ertesinde daha önce varlığından haberdar bile olmadığı duyguları hissettiren Cesur’un yanında mı yer alacak?
Hadi bakalım, bu hafta çabucak geçsin de yeni bölümde duymayı istediğimiz yanıtı alalım.
Sevgiyle kalın...