Defne büyüsün, kendini tanısın, kendi değerini bilsin, ‘Buradayım.’ diyebilsin istiyorum. Peki, insan nasıl büyür nasıl gelişir nasıl değişir? Farklı gelişim kuramcıları farklı tanımlarla farklı açıklamalar getirmiş olsalar da ortak olarak söyledikleri insanın ‘ilişkiler içinde gelişen’ bir varlık olduğudur. İnsan yavrusunun ilişki içinde olduğu ilk kişi ise annesidir. Annenin yüzü bebeğin aynasıdır. Gülümseyen, ilgili ve yanıt veren bir yüz bebeğe değerli olduğu yansımasını sunar. Şimdiye kadar öğrendiklerimizle Defne’nin bebekken nasıl bir yüzle karşı karşıya olduğunu tam olarak bilmiyoruz ama kendine değilse de dünyaya güven duyan Defne, bebek Defne’nin sevildiğini düşündürüyor bana. Bir de annesinin gidişini “Hepimizin rolleri varmış, toplumsal hayattaki roller. Hepimizin tek ortak noktası, birinin evladı olmakmış. Hayatta hiç kimse sevmezse, seni mutlaka biri severmiş. Ben de, annem gidince her insan olmaktan çıktım herhalde dedim.” sözleriyle anlatan Defne var. Aynasını kaybetmiş bir Defne…
Baktığı her aynada gidenleri gören bir Defne… Geçtiğimiz sezon sırrın yükü, bu sezon gidenin ardından kalan olmanın yüküyle aşk aynasında kendine doya doya hiç bakmamış bir Defne… Ömer’in de gidişiyle yeniden aynaya bakmaktan korkan Defne… Ömer’e "Bana hiç inanmadın değil mi?" diye sorabilen Defne…
“Ayna ayna söyle bana, mucize bu mu?” Ömer’in de dediği gibi Defne’nin ‘Kendine kimsenin gözünden
bakmama, kendi gözünden bakma, kendi değerini kendi belirleme ve kendine
inanma.’ zamanı geldi. Defne’nin ışığının, turuncu sıcağının, yaratıcı
yanının en güzel yansıdığı Ömer’le kendini ve aşkı doya doya yaşama
zamanı geldi.
Keyifli yansımalar izlemek dileğiyle…
*Yağmurun Elleri, e. e. Cummings - Türkçesi: Barış Pirhasan