Ve sonunda ilk bölümle kavuştuk!
Bütün olan bitenlerden sonra doğal olarak Mary oldukça şaşkın. Otuz üç sene sonra hayata ve oğullarına geri döndü. Yani teknik olarak henüz bir tanesine geri döndü ama konumuz bu değil. Dean’le karşılaştıkları ilk anda kolunu ters çevirip onu yere yapıştırması ile sanki gerçekliğini ispatladı. Avcı bir adamla bir ömür geçirmişti sonuçta, karşısına çıkabilecek tehlikelere karşı hem babasından hem John'dan mutlaka bir şeyler öğrenmiş olmalıydı. Bu kısımın es geçilmemiş olması benim için çok tatmin edici bir ayrıntıydı.
Dean'e inanabilmesi için bir yabancının asla bilemeyeceği şeylerden bahsetmesi gerekiyordu tabii ki. On bir sezon boyunca ölümünün ardından üç kez karşılaştığımız Mary oğlundan dinledikleri ile gerçekten yaşadığını ve karşısında dikilen adamın onun küçük Dean'i olduğuna inanabildi. Anne oğul parktaki banklardan birinde oturduklarında Dean, bunca zaman yaşadıkları zorlukları, atlattıkları tehlikeleri, babasının ölümünü, her şeyi, hepsini anlattı kısaca. Olan biteni bir anda anlatması belki yanlıştı ama hepimiz biliyoruz ki Dean önce vurup sonra soranlardan. Annesine karşı farklı bir tavır sergilemesini bekleyemezdik.
Eve döndüklerinde Dean anlatmaya devam etse de orada bir gariplik olduğunu fark etmeleri uzun sürmedi. Yerde kan izleri vardı ve Sam evde yoktu. Dean etrafı kontol etmeye gittiğinde ise Mary, Castiel ile karşılaştı. Avcılar, ölümden dönmek, Harflerin Adamları şoklarını üst üste yaşarken bir melekle de tanışmış olmanın şaşkınlığını ekledi hepsinin üzerine. Tabii bununla da bitmeyecek Mary’nin şaşırdığı ve yadırgadıkları. Bilgisayardan kamera sistemini hackleyen Dean'e attığı bakış bunun en büyük işareti. Castiel ile iyi anlaşacaklardır muhtemelen, sonuçta Cas'in dünyaya ilk geldiği zaman televizyon dizilerine kendini kaptırdığı ve telefon kullanmakta yaşadığı gariplikleri unutmak mümkün değil.
Anne!!
Dean'in kamera kayıtlarından bulduğu araba plakasının peşine düşmek için garaja gittiler ve biz de sonunda dünyanın kaderini belirleyen 67 model siyah Impala’yı bu sayede görmüş olduk. Mary’nin arka koltuğa attığı bakışla gözleri açılan Dean kesinlikle unutulmayacak anlardan biri! Kişi kendinden biliyor işi değil mi Dean gadasını aldığım Winchester? Anna, desem çağrışım yapar mı? Dördüncü sezon onuncu bölüm? Evet…
Görevin adı: Sam’i kurtarmak!
Mary, Castiel ve Dean ilk olarak Sam’i götüren şoförün izini buldular. Castiel’in müdehalesi ile kısa sürede kurşunu çıkartmak için 100 bin doları cebe indiren veterinere ulaştılar. Mary’nin katkılarıyla adamın sakladığı telefon numarası detayını öğrendiler ve tekrar yola çıktılar. Yolda yaşadıkları ‘ufak’ kazada da Castiel ve Dean’i Mary kurtardı. Civcivlerini kurtaran anne tavuk adeta… Biraz şaşkın elbette ama kahramanlıktan ve olayı çözüme taşımaktan asla geri kalmıyor! Bu tarz sahneleri sezon boyunca izlemeyi çok istediğimi fark ettim. O kadar uzun zamandır birbirleri dışında onlara sahip çıkan, arkalarını kollayan birileri yok. Onca kayıp onca ölüm... Mary Winchester'ı yedirtmeyiz!
Bana işkence? Siz? Ahahahahha, NO! - Sam
Sam cephesine ise durumlar biraz karışık. Yarışmamıza Londra'daki Harflerin Adamları’ndan katılan Toni, çocuklara avcılıkla ilgili yardım etmek istediğini söylüyordu ama Sam'i zincirlere vurup işkence etmekten de geri durmadı. Bu nasıl yardımcı olmaktır? Sen on bir sezon iki yüz bilmem kaç bölüm ortalarda görünme ama sonra ortaya çıktığında adam kaçırıp yardımcı oluyorum de...
Yıllardır sizi izliyorduk demeyi bilen ama Winchester kardeşleri tanımanın sınırından bile geçmeyen Toni için davullar lütfen! Ta-da! Teklifini kabul edip asla sana sistemlerini anlatmayacak ve şeytanın kendisi ile aynı bedene sıkışıp kalmış, işkencenin ana vatanı olmuş Sam’den alacağı tek cevap “Defol git!” oldu tabii ki.
Bedensel direncini kıramadıkları Sam’e zihinsel olarak saldırabilmek için bayıltıp bir iğne vurdular. Tam bu noktada Toni’ye; “Ablacığım, sezonlardır biz bu keratanın akli dengesi yerini bulsun diye su terazileriyle ölçümler yapıyoruz ama! Emeklerimiz boşa gidiyor!” demek istedim. Akıl hastanelerinden arınma tedavilerine, bir kafesin ve bedenin içinde şeytanla baş başa kaldığı dönemleri unutmak için yapılan meditasyonlara kadar uzun bir yol kat edildi! Biraz emeğe saygı!
Sam ise o kadar alışık ki zihinsel olarak da sınanmaya, çözüm yolu buluverdi hemencik! Yumruk attığı ayna ile boğazını kesip kendini öldürmeye niyet etti ama bu Toni'nin yutacağı bir yem. Toni bodrum katına indiğinde yerde minik bir kan gölünün üzerinde yatan Sam'i gördü ve ölüp ölmediğini kontrol etmek için yaklaştığında Sam'e avantaj sağlayacak yakınlığa gelmiş oldu. Bir anda Sam'in ayaklanmasıyla şaşkına dönen Toni'yi nefessiz bırakarak bayıltınca kaçmak için hamle yaptı ama pürmüz* ile yakılan ayakları ile pek de uzağa gidemedi. Sonuçta da kendine gelen sarı şeytan Sam'i bodrum katına tekrar kilitledi.
Toni için hiç hoş bir cümle kuramayacağım. Okyanus ötesinden gelip elin işine karışmak ayrı, kaçırıp yardım etmek konu başlığı altında işkence etmek ayrı sonuçta.Bir gün bedel ödemek durumunda kalabilir ama lütfen lütfen lütfen... İleride Sam ya da Dean ile aralarında romantik bir yakınlaşma yaşanmasın! Bunu kaldıramam. Evli ve çocuklu Winchester kardeşler düşünemiyorum bile. Dean aile babası olacaksa da Toni’yle değil “Best night of my life Dean!” olarak Lisa ve Ben ile birlikte olmasını yeğlerim. Sam için o kadar seçenek yok, malum kendisi kız arkadaş seçiminde abisinden daha kötü bir durumda ama bu klişeye lütfen düşmeyelim. Hiç mi olmaz? Azıcık bile mi kaçarı yok? Peki…
O piti piti!
Lucifer ve Crowley savaşında ise değişen bir şey yok. Lucifer onu taşıyacak güçlü bir beden bulamıyor ve Semra kaynanayı haklı çıkartacak şekilde daldan dala atlar gibi o benden bu bedene atlamaya devam ediyor. Arkasında bıraktığı cesetleri takip eden Crowley de Cehennemin Kralı unvanını geri almak için yakın zamanda çocukların başını ağrıtacak gibi. O eski güzel günleri özlemiyor muyuz sanıyorsun Crowley? Biz de özlüyoruz ama annelerine yeni kavuşmuş şu garibanlara mutluluğu çok görme he mi?
“Sezon heyecanlı başladı, süper bir dönüştü!” diyemem, koca bir yalan olur. Ama özlediğim, eski bir dosta rastladığım için mutluyum...
Sonraki hafta Dean, Toni’ye neler yapar bilmiyorum ya da Sam’i kurtarabilirler mi? diye düşünmüyorum. Ama Mary, Toni’yi kenara çekse çok sevinirim. Tabii onun yerinde Dean de tuzağa çekilir ve onların kurtulma çabalarını izleriz...
Mary’nin anaçlığı bölüm boyunca çok hoş bir tat bıraktı bende. Daha önce de söylediğim gibi umuyorum bu histen çabucak kurtulma gibi bir düşünceleri yoktur. Dean’in “kardeşim olmadan asla!” halini de çok seviyorum. Kardeşler bugünler içindir çünkü. Evet, sürekli bir arka toplama halleri var ama sıkılmıyorum bu durumdan ben, çok doğal ve gerçekçi geliyor hatta. Castiel ve Mary’nin teknoloji konusunda yardımlaşmalarını da izlemek isterim, keyifli olacaktır kesinlikle.
Bir sonraki bölümde görüşmek dileğiyle... ^^
*Pürmüz: Ucundan hızlı yanan bir alev püskürten genellikle gaz ile çalışan alet. Bölümde Sam'in ayaklarındaki yanıkları bu aleti kullanarak yaptılar.