Kara Sevda'nın ikinci sezonunda yola, kardeşiyle babasını toprağa vermiş bir kadın, yaşadığı müddetçe çok seveceği bir adam, ona ölümüne aşık ikinci bir adam ve kimin kurbanı olduğu bilinmeyen bir bebekle çıktık. Her şeyin farkında, ekran başındayız ve karakterlerimizin de olayları idrak etmesini bekliyoruz. Henüz çıktığımız yolun daha başındayız.
Şimdi elimizde neler var bir bakalım. Emir, Nihan'la Kemal'in bebeğini sahiplenmiş durumda. Deniz ve Kemal'in asla yakınlaşmasını istemiyor ve bu konuda, Nihan'ı Deniz'in hayatıyla tehdit ediyor. Nihan, Kemal bir bebeği olduğunu öğrenirse, onu elinden alır diye korkuyor. Kemal ise yüreğinde taşıdığı bir inançla, Deniz'in babası olduğuna inanıyor. Asu ve Emir arasındaki öz kardeş olma durumunu ve bunu kimsenin bilmediğini de unutmamak lazım. Şu sıralar, herkesin en güvendiği insan Asu. Çünkü her bir olayla, Asu'nun çıkarları uyuşuyor ve ortalığı karıştıran yegane nefretliğim olma konusunda bir numaralı aday.
Emir Kozcuoğlu Prodüksiyon'u bilirsiniz... Her türlü büyük dramaların altında imzasıyla karşılaşmamız mümkün. Emir'in "hin" zekası beni çoğu zaman şaşkına uğrattıysa da bu bölümde artık resmen ağzım açık kaldı. Asu'dan, Kemal'in DNA testi yaptıracağını öğrenen Emir, hemen şahane bir senaryo yazmış. Deniz'e şırıngayla bir şeyler vermiş, zarar gelmeyecek şekilde ateşlenmesini sağlamış. Leyla'nın sokak çocukları yararına düzenlediği kermese, Nihan'ın ve bebeğinin gideceğini bildiği için oraya, Kemal'in de geleceğini düşünmüş. Ve akabinde, Deniz'in ateşlendiği sırada, Nihan'ın arabasız kalacağını ve Kemal'in o an orada olacağını Allah'a emanet hesaplamış.
Vildan alışverişe gitmek istesemese ya da Kemal trafiğe takılıp kermese yetişemese, Emir Kozcuoğlu tüm bunlarla boşuna uğraşmış olacak ve bunca emek boşa gidecek, ne kadar üzünçlü bir durum. Nitekim, bağış -rüşvet- sever bir hastane sahibi sayesinde, kan grubu bahanesiyle, Deniz Bebek'in soyadı, Kemal'in gözünde "Kozcuoğlu" olarak tekrar güncellendi. Emir'in nice şovlarına şahit oldum ama böylesine ağzım açık kaldı açıkçası. Ve Kemal, gerçekleri yine ancak rüyasında görebildi. Öyle bir çark ki bu, Emir herkesi satın alabiliyor ve her durumdan böyle "çokzel" sıyrılabiliyoruz. Fantastik dizilerde,"sihirli" bir kimse olduğunu düşünün. Mantığa aykırı gelir olanlar ama "sihir işte" diye açıklarsınız, son durumu. Emir'in soyadıyla gelen gücü de aynı bu hissi veriyor bende ve kabak tadı verdi artık.
Peki ne olacak Kara Sevda'daki hayaller, rüyalar, halüsinasyonlar? Bence onlar da azalarak bitmeliler. Çünkü açıkçası bu durumdan çok sıkıldım. Fragmanda gördüğüm her gerçek dışı sahne, bölümün sonundaki tatminkârlığımı azaltıyor. Kemal Deniz'in kızı olduğunu öğrenmeyecekse öğrenmesin, hikâyeye lafım yok. Yalnız, "öğrenecek" olarak gösterilmesi ve öğrenmenin sürekli eşiğinde gezmesi can sıkıyor ve koca sezon böyle ilerlememeli diye düşünüyorum, naçizane. ^^
Tüm yaz oturup heyecanla bir sonraki bölüme geçe geçe, çok kısa bir sürede tükettiğim, müthiş haz veren Kara Sevda'yı özledim sanırım. İkinci sezonun akışı, beklentimi henüz tam karşılayamadı. Tez zamanda, tadından yenmeyecek hâle geri dönebilmesini umuyorum.
Sevgiyle...