DÜNYAYI GEZİYORUM
Özlem Tunca ilk kez Cine5 ekranlarında yurdumuzu gezerken gözüme takılmış, sesine kulak kesildiğimde ise dehşete kapılmıştım. Bir süre sırf tuhaf diksiyonu yüzünden izlemeye çalıştım. Korkunç tonlamaları, cümlelere yaptığı yerli yersiz vurgular "Neden?" sorgulamalarım eşliğinde, tahammül edebildiğim yere kadar inceleme çabalarım sonuçsuz kalıyordu. İçimden "Size eğitim veren diksiyon hocasına selam olsun" şeklinde fakat daha az nazik olan cümlelerimi sıklıkla geçiriyordum. Sinan Akçıl'a "Neden müzik?" sorusu bile Özlem Tunca'ya yönetilmesi gereken "Neden sunuculuk?" sorusu kadar elzem değildir buna emin olabilirsiniz. Kanaltürk ekranlarına transferi gerçekleştiğinde Dünyayı Geziyorum global boyuta geçişi "Şimdi onlar düşünsün!" dedirtmiş fakat bir yandan da bakalım altından kalkabilecek mi merakı salmıştı.
Özlem Tunca'nın gezdiği ülkelerden aktardıkları aşağı yukarı şu minvaldedir; misal bir dağın yamacındaysa "Evet Sayın Seyirciler gördüğünüz üzre bu bir dağ,"Bir şelalenin yanındaysa "Sayın seyirciler şelale gerçekten şarıl şarıl akıyor," gibi çok mühim bilgiler eşliğinde izleyicilere yardımcı olur. Son durak olarak Kanal 7 ekranlarında dünyayı gezmeye kaldığı yerden devam ederken yakaladım Özlem Tunca'yı. Bu sefer kucağında beş aylık bebeği Yakupcan ile gezmekteydi. Bir minik sevimli bebek bütün algıları ters düz edebiliyormuş sayın seyirciler! Televizyon ekranlarında kucağında bebeğiyle gezen programcı tatlılığı diye bir şey varmış sayesinde keşfettik. Mümkünse programını ikili olarak sunmaya devam etsinler. Şu aralar avrupada fink atmalarını izlemekteyiz. Hayat Yakupcan'a güzel.