Atv’nin iki dizisi Kertenkele
ve Diğer Yarım, bu hafta Diyanet
İşleri Başkanlığı’ndan veto yedi. Diyanet, bu iki diziye camiden görüntü alma
yasağı getirdi. Kertenkele’yi
izlemediğim için bana laf düşmez, ama Diğer
Yarım hakkında iki kelam etmezsem de içim rahat etmez. Diziyi izlemeden
böyle bir karar veren yetkililere İmam Sabri’den bahsetmek isterim biraz.
Murat Garipağaoğlu’nun canlandırdığı İmam Sabri; evlat
sevgisinden Allah korkusuna kadar her güzellikten nasibini almış, kötüyle de
belayla da işi olmayan, görüp görebileceğiniz en temiz kalpli insanlardan
biridir. Hayatta tutunacağı tek dalı oğlu Poyraz’dır ve Poyraz’ın parmağına çöp
batsa Sabri’ninki kanar, hissedersiniz. Üstelik sadece kendi oğluna değil, kapısını
çalan herkese babalık yapar. Bu dünyaya sevgi paylaşmaya geldiğini söyler hep.
Her zaman iyilikten ve güzellikten yana olmayı, dik durmayı, vazgeçmemeyi
öğütler. Kalp kırmaz, halden anlar, yardımseverdir de. Kendine alınan hediyeyi
dahi ihtiyacı olanlar için kullanır. Velhasıl, İmam Sabri dünya tatlısı bir
adamdır ve kusura bakmayın, bu kadar erdem bizim mahallenin imamında bile
yoktur.
Bunları anlatıyorum, çünkü iyi bir imam olmanın iyi
bir insan olmaktan geçtiğine inanıyorum. Yani imamlar hem dediğini, hem de
yaptığını yapmamız gereken adamlar olmalı, değil mi? Daha önce de yazdım, ben
kendi adıma çok şey öğreniyorum İmam Sabri’den. Daha da öğrenecek çok şey
olduğunu düşünüyorum. İmam Sabri bana kibrin ve öfkenin ne kadar günah olduğunu
hatırlatıyor. Bir kalp kırmanın, Kabe’yi yıkmak gibi olduğunu öğretiyor. Ne
zaman keşke herkes Sabri gibi olsa diye düşünsem, oradan bana “Sen niye Sabri
gibi olmuyorsun?” diyor. Başkasından iyilik beklerken dönüp biraz da kendime
bakmamı söylüyor. Ben aza kanaat etmeyi, tevazuyu, iyi niyeti Sabri’den
öğreniyorum.
Eda Tezcan ve Gülbike Sonay Üte yazıyor, Murat
Garipağaoğlu oynuyor, ben her hafta bu karakterden yeni bir ders çıkarıyorum.
Sonra siz çıkıp İmam Sabri’nin toplumda yanlış bir etki bıraktığını
söylüyorsunuz, camide çekim yapmayı yasaklıyorsunuz. Doğru söyleyin, Sabri’nin
aşık olmasına mı takıldınız? Peki imamlar aşık olmaz mı? Sevmek günah mı? Hz.
Hatice de Peygamberimizi sevmedi mi? Siz “Hatice gibi sevmek” nedir bilir
misiniz? Ben bilirim. Onu da bu diziden öğrendim.
Son olarak hem bu kararı verenlere hem de Sabri’nin
inancını sorgulayanlara birkaç sorum olacak. Televizyonu bırakın, siz
hayatınızda şu aşağıdaki sahneyi yaşayan kaç imam gördünüz? Kaçınız nefsini
böyle karşısına alabildi? Cami yasağı getirdiğiniz İmam Sabri’deki iman
kaçınızda var, hiç düşündünüz mü?