Gelelim en çok eğlendiğim çekimlerden birine. Herkes 6. bölümde Tuna’nın Yiğit Balcı’ya hasta bakıcılık yapmak için çıktığı yolda kendine felekten bir gece çaldığı kısmı hatırlıyor değil mi? İşte o benim en çok güldüğüm sahnelerden biriydi, Yiğit Kirazcı’ya durduğu yerde de gülebilen bir insan olarak o sahnede gülmemek mümkün değildi.
Doğaçlama konusunda oldukça iyi olan iki isimden biri Yiğit Kirazcı -diğeri elbette Zeynep Çamcı- haliyle böyle bir sahnede de içindeki haylaz çocuğu dışa vurması uzun sürmedi. Ekrana yansıyanın birkaç katı fazla eğlenildi çekim sırasında. "Çekerken çok eğlendik" ne demekmiş böylece ben de öğrenmiş oldum. Monitör arkasında oturup çekilen sahneyi izlerken de her şey oldukça komikti. En az, Tuna odaya kimi bulduysa doldururken hiçbir şekilde uyanmayan Yiğit Balcı kadar komikti. Gökhan Alkan’ın söylediğine göre gerçek hayatta da uykusu o kadar ağırmış.
Ekrana yansıyan her zaman işin "mış gibi" yapılan kısmı değil. Dikkatli bakan gözler bu gerçeği çözmekte çok da zorlanmazlar. 6. Bölümün en sevdiğim diğer sahnesi de Deniz Aslan’ın Yiğit Balcı’nın deyimiyle oğlan çocuğundan zarif bir flamingo'ya dönüştüğü anlardı. Ama bu sahnenin detaylarını yazının ikinci bölümüne saklıyorum.
Gelecek bölümde görüşmek üzere…