Staj Günlüğü: İstikamet İstanbul, ver elini Seviyor Sevmiyor seti

Daha önce sette bulunmuş olsam da gördüğüm her şey çok dikkat çekici ve yeniydi. En ufak detaylar bile beni heyecanlandırmaya yetiyordu. Her şeyi inceledim, insanların tavırlarını, konuşma şekillerini. Tabii o sıralar kim kimdir bilmiyorum, emin olduğum tek şey hemen önümde, monitörün karşısında oturan kişi ikinci yönetmen Aytaç Çiçek ve yanındaki yardımcı yönetmen Volkan Keskin.

Henüz onları her birini ne kadar seveceğimi bilmeden, okulun ilk günü ders dinleyen çocuklar gibi sessizce oturuyordum. Sahne çekilen odaya giremediğim için Zeynep Çamcı ve Gonca Sarıyıldız’ı yakından görme şansım olmamıştı. Tabii Zeynep Çamcı’yı yemek sırasında görene kadar. Doğru duydunuz kendisi yemek sırasına giriyor, diğer birçok oyucu gibi. 

Şimdi "buna neden şaşırdın, onlar da bizim gibi insanlar" diyeceksiniz. Evet, Zeynep Çamcı tam da o ‘bizim gibi’ dediğimiz oyunculardan ama yine de insan yakından tanımadan önce "acaba bir üstten bakmaları var mı" diye merak etmeden duramıyor. Hiç yok, katiyen yok, mis gibi bir insan. Setin neşesi, yerinde duramayanı, içi içine sığmayanı… Ekranda ne görüyorsanız, beş katı, on katı samimi bir insan. Kendisine buradan öpücükler yolluyorum, siz de yollayın. 

Seni seçtim Reji!
Sette ilk gün geçti, iki gün geçti. Derken geldik "birim" seçmeye. Bilmeyenler için şöyle anlatayım; dizilerde çalışan ekiplerde, reji, kamera, sanat, kostüm, saç, makyaj diye ayrılan birimler mevcut. Herkesin iş alanı kendisine, e haliyle benim de stajımın verimi için bir birimde sabit olmam gerekiyor. Sete gelmeden önce Yapım'la yaptığımız telefon görüşmesinde ‘Ben senaryo yazmak istiyorum, o yüzden en yakın neresiyse orası olsun’ açıklaması yaptığımı hatırlayıp, biraz kendime güldüm ama işin sonunda kendimi rejide buldum. Canım reji. 

Hangi birimde çalışacağım tespit edildikten sonra artık resmi olarak stajyerdim. Bilen bilir, dizide sağlam bir ‘stajyer’ repliği var. İşte o replik sağ olsun, sette bana alışan herkes artık bana "stajyer" diye sesleniyordu. –çok özledim, evet-

Gelelim oyuncularla ilk tanışmalarıma.. Zaten yazıyı okurken "geç bunları oyunculara gel", diediğinizi duyar gibi oluyorum. Resmi olarak ilk tanıştığım kişi Gökhan Alkan oldu. Sette yeni biri olunca hemen fark ediliyormuş, tabii ben bunu da bilmiyorum. Gökhan Bey beni görünce tokalaşıp ‘hayırlı olsun’ dediğinde öğrendim. Çok çok kibar bir insan. Duruşu, konuşması her şeyiyle bir Yiğit Balcı ama onun daha çok gülümseyen hali. Yiğit Balcı da biraz biraz gülmeye başladı neyse ki artık.

Ardından Zeynep Çamcı ile tanıştım, sete gitmeden hakkında bilgi sahibi olduğum tek isim olduğundan onu görmek beni biraz daha iyi hissettirmişti. Çünkü tam bir Sedef Leyla fanıydım. Sevdiğim, bildiğim birini görmek mutlu etmişti. Çamcı beni haksız çıkartmadı; göründüğü gibi olduğunu tahmin ediyordum, göründüğü gibi çıktı.


Yazı devam ediyor...
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER