Grey’s Anatomy dizisinin
12.sezonunda bir bölümde, Callie ve o sıralar ayrı olduğu sevgilisi Penny
merdivenlerde karşılaşır, birbirlerini özlediklerini söyler, öpüşür ve
barışırlar. Eğer bu sahneyi bilgisayar yerine televizyondan izliyorsak bunu
asla bilemeyiz tabii, sadece birbirini özlediğini söyleyen iki insan ve
sonrasında bambaşka bir sahnede buluruz kendimizi. Çünkü hem Callie hem de
Penny kadındır ve ikisinin öpüşmesini ekrandan doğru görmemiz genel izleyici
olarak bizim için sakıncalıdır. Aynı şekilde iki erkeğin birliktelikleri,
yetişkin insanların içtikleri içki ve hatta sigarayı bırakmaya çalışan bir dizi
karakterinin çöpe attığı sigara paketi bile bize yasaktır.
Dünyanın bambaşka bir yerinde ise
hayat gürül gürül devam eder ve Nickelodeon kanalı ilk defa bir çizgi filmde
eşcinsel bir çifti gösterir. The Loud
House isimli çizgi filmin 20 Temmuz’da yayınlanan bölümünde, Harold ve
Howard Mc.Bride oğulları Clyde’ı bir arkadaşının pijama partisine götürürlerken
karşılaşırız onlarla.
Bence bu karşılaşmanın en güzel
yanı, durumun övgü veya yergiden uzak, tamamen bir sıradanlık çerçevesinde izletilmesidir zira çoğunluk olmayan insanlarla ilgili yapılan en hadsiz tanımlamalardan biri ‘onlar
da bizden’ zorlamasıdır. Kimden aldığı belli olmayan bir yetkiyle ‘biz’
olduğuna karar vermiş bir takım insanların, kimin aramıza karışabilip kimin
karışamayacağı ile ilgili Amerikan lise filmlerinde kalması gereken bir zorlama
yapması tahammül sınırlarını aşalı çok oldu. En klişe tabirle söyleyeyim, yıl
olmuş 2016. İki ebeveynin çocuklarını bir gece arkadaşının evine yatıya
bırakması, o sırada yaşadıkları endişeler bu ebeveynlerin cinsiyetinden çok
bağımsız, çocuk sahibi olanların daha iyi anlayabileceği bir takım anlar
içerir. Buna ilave yapılacak her yorum çok gereksizdir aslında.
Bu kimin döktüğü bilinmeyen manasız
kalıpları bir de çocukların taptaze dimağlarına akıtmak şu dünyada
yapabileceğimiz en büyük hata olur herhalde. O yüzden, çok uzak bir yerlerde de
olsa insanların normallik tanımını sonsuza kadar genişlettiğini ve çocukların
böyle yetişmek zorunda olmadığını bilmek beni çok mutlu ediyor, hayata
bağlıyor. İyi ki varlar, çok yaşasınlar.