Fısıltı, Çığlık, Sessizlik ve Final olmak üzere 4 kitaptan oluşan Hush Hush serisi, okuduğum günden şu güne dek hiçbir şekilde kendisine ekranın bir köşesinde yer bulamayarak beni her seferinde hayretler içerisinde bırakmayı başardı. Aynı kendisine deli gibi bağlanıp, hiç adetim olmasa da dönüp dönüp okumamı sağlayabildiği gibi.

 

Cennetten kovulmuş bir melek olan Patch ve ilk başlarda safkan fani sandığımız Nora’nın hikayesi biraz olağan başlıyor. Hatta belki klişe bile sayılabilir. Babasını elim bir kaza sonucu kaybetmiş, annesiyle kasabanın biraz dışında tek başına yaşayan Nora, bir biyoloji dersinde daha önce hiç fark etmediği Patch’i fark ediyor ve her ne hikmetse birden Biyoloji dersinin öğretmeni sınıfta yer değişikliğine gidiyor. Bu değişiklikten Patch ve Nora da nasiplerini alarak laboratuar partneri oluyorlar! Buradan sonrası olağanın dışına çıkıyor ve olaylar silsilesi esas kızımız Nora ile en yakın arkadaşı Vee’nin peşini bırakmıyor. İkisi başlarına gelen her şeyi son derece sırlı duran Patch’in varlığına bağlamayı alışkanlık edinse de –çünkü Patch her zaman dürüst davranmasına karşın gizemini korumaya da aynı şekilde devam edebiliyor- içgüdülerinin onları birazcık yanılttığı sonraları ortaya çıkıyor.

Hayranlar Nora için güzel oyuncu Shelley Hennig'in, Patch içinse Steven Strait'in uygun olduğunu düşünüyorlar. 

 

Esas oğlan kasıntılığı ve esas kız şaşkolozluğu bu iki evladımızda da çok şükür ki yok. İkisi de birbirinden zeki ve hazırcevap. Bu da hikayeyi daha eğlenceli ve ilgi çekici kılıyor. E tabii bir de aralarındaki eşsiz uyum ve çekim var ki onu da şayet okursanız veya olur da izleme şansı bulursak o zaman içiniz burularak keyifle ciğerlerinize çekebilirsiniz.

 

Bir süre daha –belki de sonsuza kadar- Hush Hush’ın filminin veya dizisinin çıkmasını beklemekten bıkıp usanarak bu işe el atmaktan çekinmemiş olan hayranların fanmade fragmanları ile avunacağız gibi duruyor... E avunalım madem.