Maalesef ki
dizimizi yine cumartesi günü izlemek durumunda kaldım. Çok emek harcadım tüyo
görmemek, duymamak için. Lakin mümkün olmadı. Sonuçta Türkiye’nin gündemi bir
dizimiz var. Defne’nin son sahne de nikâh masası yolunda Kiralık Aşk oyununu
anlattığını öğrenmiş oldum. Öğrendim öğrenmesine ancak bölüm sonu sanki
bilmiyormuş gibi üzüldüm, başım ağrıdı. Bir de size bu satırları yazmadan önce
yazımı neredeyse tamamlamışken bilgisayarım kaydetmeden kendini kapadı. Bir de
ona üzüldüm tabi. Neyse morallerimizi bozmadan muhteşem bölümümüzü
yorumlayalım.
Yine
dayanamayacağım son sahneden giriş yapacağım. Defo’cik sen ne yaptın? Koskoca
bir yılı aşkın hikâyeyi 5 dakikaya sığdırdın. Hem de nikâh masası yolunda
açıkladın. Oturup uzun uzun 5 saat konuşsanız yetiştiremeyeceğiniz konuyu 5
dakikada anlattın. Şimdi Ömer’im İplikçi’m ne yapsın? Tamam, çok âşık Defne’sine ama karşısındaki
herkes yalanın, oyunun içinde. Kendimi onun yerine koyuyorum. Kısa bir sürede
böylesine bir sır öğrenip bu kadar ciddi bir adım atmak çok zor. Bana zorsa
Ömer’e 5 kat daha zordur. Karşımızda buzlar şelalesi Ömer İplikçi duruyor. Her
ne kadar o buzlar Defne’ye karşı işlemese de bu durum diğerlerinden farklı.
Anneanne izni olmadığı için ‘evlenmem’ diyen Defne’ye asabiyet yapıp Defne’nin
nazına sebep olup sonrasında ‘Albertine Kayıp’ okumaya kendini kaptırıp
Defne’nin kapısında kendini bulmasına benzemiyor. Ne kadar da güzeldi değil mi
cama taş atan mahalle delikanlısı Ömer?

Sımsıkı sar, hiç bırakma..
Tüm
dualarımız ‘evet’ demesinden yana. Sonuçta ani söylenmeseydi bu oyun
meselesini, nikâh masasına yürürken ‘’Her şey bir oyunla başladı.’’ diyerek
başlamasaydı cümleye sonuç daha hafif olabilirdi. Yıllar sonra öğrenseydi de
olabilirdi. ‘’Defne, bundan sonra hayatımız böyle olacak. Bütün bu kalabalık
dağıldıktan sonra biz kalacağız, ikimiz. Hayatımız boyunca birlikte olucaz. Aynı
günü, aynı geceyi, aynı ömrü paylaşacağız birlikte; mutlulukla ve güvenle. Yıllar
geçecek. Eskimeden, eksilmeden yaş alıcağız; yine birlikte. Ve ben hâlâ şanslı
hissediyor olacağım kendimi. Yanımda sen olduğun için, senle bir olabildiğim
için. İyi ki varsın sevgilim.’’ derse
Ömer İplikçi’miz Defne’cikte haliyle böyle güzel seven böyle aşka inanan böyle
sevdiği kadına inanan adamı daha fazla kandırmamak için konuşmak istedi. Bir an
Ömer’e daha fazla haksızlık yapamam düşüncesine girdi. Yalnız Ömer’in gerçek
hayatta yaşayamayacak kadar romantik oluşu karşısında kim böyle hissetmez ki?
Lütfen dizi başlamadan önce hayal ürünüdür diye belirtelim.
Durmuyordum
yine de iyimser olmak istiyordum. Ömer’in Defne’nin abisi için yalana
bulaşmasını anlayacağını düşünüyorum. Kızmayacaktır. Söylemediği için
kırılacaktır. Sonuçta Defne’nin aşkı, ruhu, duyguları hep gerçekti. Ömer de bunlara
âşık olmuştu. Bunca yaşanmışlığı, gerçek duyguları kenara atmak olmaz. Sanki
Ömer ‘Az insan çok huzur.’ düşüncesi ile uzaklaşır gibime geliyor. Ama
uzaklaşılacak en son insan Defne iken onun nikâh masasında yalnız kalmasına
gönlüm razı gelmez. Yengeye, amcaya, dostuna, herkese sorulacak çok hesap
varken onları dinlemeli. Yaptığı her hatanın açıklamasını yapan Defne bu kadar
âşıkken yalnız bırakılmamalı.

Mutluluğun
resmini bilmiyorum ama mutluluğun fotoğrafı bu.
Gelelim o
güzeller güzeli gelinle, dünya yakışıklısı damadın düğününe. Eski sahnelerin
aynılarını bu sefer diken üstü yerine rahat rahat izlemek çok zevkliydi. Çünkü
düğün bizim DefÖm içindi. Yalı düğünü yakıştıramamıştım. Bir de bahçenin kır
düğünü havasını gördüm, çok beğendim. Murat-Merve Dalkılıç çiftinin düğün
mekânı mıydı orası?

Gelinlik
konusunda eski görüntülerle tutmasa da, olur öyle hatalar diyorum. Zaten
Defne’mize ne de çok yakıştı o son gelinlik. Bu kadar bahtsız olunmaz ki.
Gelinin başına limonata kazanı dökülebilir mi? Evet, o da oldu. İyi ki de
olmuş. Defne’miz pahalı, ayıp olur diye almadığı gelinliği giyebildi. Neriman
Hanımlara ayıp olur diye daha uygun bir gelinlik beğenen Defne’ye kaç puan?
Peki, Defne’nin o içler acısı haline kimse çözüm getirmezken prens gibi gelip
çözüp bulan ve o muhteşem gelinliği getirten Ömer’e kaç puan? İkisine de çok
puan. Genç kız olarak evlenmesek de zevk olarak beğendiğimiz gelinliklerden
vardır hepimizin. Uzun kollu gelinlik konusunda ön yargılarımı yıkan gelinlik
kesinlikle budur. Defne’ye ne giyse yakışıyor zaten. İlk gelinlik harika bir
şey olmasa da çok yakışmıştı. Ama o son gelinlik beni kalbimden vurdu. İplikçi
olabildiği gelinlik olur umarım.
Yazı devam ediyor..