Gardırop Savaşları: Pazarlığın yeni adresi

Ne demek para vermek?
Bana bu satırları yazdıran şeyse yarışmacıların bu dükkânlarda yaşadıkları. Arkasında bir kamera ile koştura koştura mağaza giren her hanım kızımız kendisinin büyük bir star olduğuna inandığından ‘Bugünkü konseptim teknede yaza veda, çok acelem var bana acele uçuş uçuş bir elbise’ diye tek nefeste arka arkaya sıralıyor cümleleri ve hemen oracıkta el pençe divan satış elemanları umuyor. Bu starlık elbette ödeme aşamasına kadar geçerli. Kasada en benim diyen insanın yapamayacağı bir pazarlık içine giriyorlar, 150 lira denen bir kolyeye mesela ‘Aaa hediye edemiyor musunuz? O zaman bana 50 lira olsun.’ gibi ütopik indirim tekliflerini, kasiyeri yıldıracak, izleyicilere ise utançtan yastık yedirtecek kadar sürdürüyorlar. ‘Beyaz çantayı hazırladın mı? Nee, hazırlamadın mı? Hazırla demiştim.’ diyen gencecik bir kız gördüğümüzde mahcubiyetten içimize kapanıyor, bu sıcakta onlara dert anlatmak zorunda kalan dükkân sahiplerine birer soğuk limonata ısmarlamak istiyoruz.  


Bu da yaşandı

Son izlediğimde moda ikonu konsepti için Lady Gaga olmaya karar veren ve üzerinde siyah bir pelerinimsi ile Taksim sokaklarını arşınlayan bir yarışmacının bisikleti ile oradan geçen bir adama ‘Ben bu bisikletin arkasına otursam beni İstiklal’e atar mısın?’ dediğini gördüm. Keşke görmeseydim, utanmanın yeni bir boyutu ile devam ediyorum artık hayatıma. Adam pek cevap vermeden gidince hafif bozulan tatlı kızımız (o kadar tatlı ve minnoş olduğuna inanıyor ki elbette kim onu elli derecede bisikletle İstiklal’e bırakmayabilir?) yine de vazgeçmedi ve bir motorlu kuryenin selesine atlayıp gideceği yere ulaştı. Gencecik insanların bu pervasız, bu arsızlığa varan halleri beni o kadar üzüyor ki, izlediğimin devamı çok da umurumda olmuyor, olamıyor.

Kimin ne giydiğine bakıp neşemizi bulacağımız bir program olması gerekirken utançtan duvarları izlemek zorunda kaldığımız bu yarışmanın yapım ekibine kızlara verilen paranın arttırılması için bizzat buradan ricacı olmak isterim. Ya da ayakkabılarını evden getirebilsinler, yoksa biz acı çekiyoruz. 

İyi seyirler.  


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER