Geçmişten gelen ilan-ı aşklar

Ah be İso
3)  İso’nun ilan-ı aşkı

Nihan Serdar için yanık kokuları ile gezerken, Nihan’a sevdalanan İso’nun bir cesaret kapıyı çalıp şu söyledikleri gözlerimi çok fena doldurdu:

‘Nihan ben sana âşık oldum, ne kadar biliyor musun? Çok, çok âşık oldum hem de. Mesela şimdi sana dokunuyorum ya, elim uyuşuyor kanım çekiliyor, midem kasılıyor. Şimdi sen arkanı dönüp gideceksin ya ben hemen seni özlemeye başlıyorum.’

Nihan’ın başkasını sevdiğini bildiğim için İso’ya sarılıp gelmiş geçmiş tüm karşılıksız aşklara ağlamak, İso’nun o ‘Bu hayat artık bize koymaz’ tavırları altında ne kadar kırılgan olabileceğini görüp, onu sevdiği kadından bile korumak istedim.  


Ne demek böreğimi sevmemek?

4) Serdar’ın börek itirafı

Yeditepe İstanbul’da yıllardır aklımdan çıkmayan bir sahne vardır. Sevgilisi, Önem’e gecenin bir vakti kokoreç getirir ve ‘Ne var ki? Seven her erkek bunu yapar.’ der. İşte Serdar’ın Nihan’a börekli ilan-ı aşkı aklıma o geceyi getirdi.  ‘Ben senin böreğini değil, senin benim için onu yapıp getirmeni seviyorum. Zaten bir delikanlıya bundan fazlasını söylemek yakışmaz.’ İki bölüm önce Serdar tarafından küçücük bir çocuk olarak görüldüğünü düşünen Nihan’ın bu itiraftan sonraki sevincini anlatacak kelime bende yok, Meriç Acemi’ninkileri duymak için ise sabırsızlanıyorum.


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER