Unutamadıklarımız: Ölüm gibi bir şeydi ama kimse ölmedi

Bir buket çiçek, alışveriş torbaları, Ömer İplikçi

"Nereye kaçıcam canım? Bu kadar güzel bir adamın yanından, kendi güzel, kalbi güzel.. Niye kaçiyim di mi?" dedikten 5 dakika sonra ortamı terketmek nedir? En çok o kaçtı, döne döne kaçtı. Kaçmasında değilim, hobi olarak gene kaçabilir ama, gitmeyeceğini ima ettikten hemen sonra değil. Defne ne zaman bi' söz vermeye kalksa, irkiliyorum. Elimde değil..

Bir buket çiçek, alışveriş torbaları ve Ömer'i ne zaman aynı karede görsem, çığlık atıyorum ben. Kalp var bende, insanım ben. Romantizm istemiyorum, incelik istemiyorum Ömer'den. Bu üçlü, başımıza gelecek kötü bir anı temsil ediyor. Başımıza bir şey gelmese de, anılarım depreşiyor, sakin kalamıyorum. Ah o dağ evinin dili olsa, dilini keser atar, anlatmamak için olanları. "Yapamam.. Olmaz.. Bana kızma ne olur.." der dağ evi, sonra kendini ateşe verir. 

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER