Fragmanın bana hissettirdikleri:
Daha önce de dile
getirdiğim gibi özet ile ilk fragman ne kadar insanı mutlu ediyorsa; ikinci
fragmanda içimizde final dedikodularıyla birlikte burukluk yaratıyor. Ben ne
olursa olsun sırrın ortaya çıkmasından yanayım. Bunu da Defne’nin dile
getirmesinden. Ancak Defne kesinlikle bunu açıklamaya hazır geçen bölüm İso’nun
da söylediği gibi. Defne’nin Ömer’in bir rüzgar esince gitmeyeceğine inandığını
hiç sanmıyorum. Ben hep oyun çıktığında bundan en az etkilenecek kişilerin
Defne ile Ömer olduğunu düşünüyorum, biliyorsunuz. Ömer’in azıcık bir
tepkisiyle her şeyi atlatacağını ama bize öyle bir Ömer yansıtılıyor ki hemen
kaçıp gidecek hissi yaratılıyor. Örneğin, mektubu karıştırdığı an patlaması
gibi... Biz Ömer’in başkalarıyla yaptığı konuşmalardan dolayı asıl duygularının
başka olduğunu biliyoruz ancak Defne’nin gördüğü o tip tepkiler.
47.bölüm yorumumda da
yazdığım gibi Fikret Gallo’nun mektubu göndermesi, Defne’nin terastaki isyanı
ve Serdar’ın konuşmasıyla dizide Defne’nin sırrı açıklaması için ortam
hazırlama süreci başladı. Bir yandan olaylar Defne’yi anlatmaktan
kaçamayacağını gösterirken bir yandan da Ömer davranışlarıyla sözleriyle
gitmeyeceğine dair onu inandırıyor. Bu sır kesinlikle Defne tarafından
açıklanacak. Şükrü abiye bunun sözünü verdi. Meriç, Şükrü abi aracılığıyla
hepimize bunun mesajını verdi. Üstelik ne dedi "onu paramparça etmeyecek
bir anda."
Bence dizide Ömer'in
korkuları bitti, Defne'nin korkularını yok etme dönemi başladı. Ömer'in oyun
çıktığında gitmeyeceğine eminim ama hareketleri Defne'nin buna emin olması için
yeterli değil. Terastaki çıkışı, bir mektupta şüphelenmesi vs. Bunu göstermesi
lazım.
Hani doğum günü zamanı Necmi'nin
Ömer'e verdiği tavsiye vardı ya:
NECMİ AMCA: “Evlilik bu
illa bir şeyler olacak. Sen bir halt edersin o kızar ama gidemez, sonra o bir
halt eder sen kızarsın ama gidemezsin. Kalırsın.
ÖMER: “Bile bile kalırsın
diyorsun”
NECMİ AMCA: “Evet
kalırsın çünkü onun dışında kimin yanına gidersen git kendini rahat
hissetmezsin. Yanlız hissedersin. Bir süre sonra suç ortağı olursun, kader
ortağı olursun, kopamazsın yani.
ÖMER: “Kopamazsın...”
NECMİ AMCA: “Ya... Bugüne
kadar ‘allah kahretsin keşke hiç evlenmeseydim’ dediğim çok an oldu. Ama işte
Neriman yengen aksidir, maksidir, eseriklidir ama o benim dalgakıranımdır,
pusulamdır. Ben onsuz kaybolurum. Darısı senin başına.”
NERİMAN: "Ömer’in
her gün gördüğü asistan kızı ben yarattım. Ömer gerçek Defne’yi tanımıyor bile
benim yarattığım Defne’ye aşık oluyor. Neticede Ömer kim sen kim.”
İşte biz bu yeni süreçte
bile bile kalan bir Ömer göreceğiz. Diyorum ya hep Ömer, Defne'nin
"Aramızdaki engeli bilmek istemezsin. Benden nefret edersin. Bildiğin
tutunduğun her şeyin karşısında bu." demesine rağmen kaldı. Ustasına “Bir
seçim yaptım. Defne’yi daha zorlamak istemedim” dedi. Aradaki şeyin gücünü,
büyüklüğünü biliyor. Madem bir seçim yaptı, bunun arkasında durmalı. O da bana
göre Defne’nin suç ortağı. Bile bile kaldıysa her daim şüphe duymamalı. Her
kafası karıştığında terastaki gibi çıkışırsa Defne'nin açıklaması da zor olur.
Bundan dolayı ben artık izleyeceklerimizin ne olursa olsun, kafasında ne
şüpheler oluşursa oluşsun kalan bir Ömer olacağını düşünüyorum. Bu bölüm Ömer,
Defne’nin korkularına bir kere daha şahit olacak. Kafasında onlarca soru
oluşacak ancak o bunları bir şekilde bastıracak ve Defne’nin korkularını yok
edecek. Sonuçta Ömer artık Defne’siz nefes alamaz. Fragmandaki sözler boşuna
değildi. Gallo’ya söyledikleri de... Ömer tek başına bir hayat yerine sırlarla
dolu Defne ile bir hayatı seçti. Çünkü Defne onun dalgakıranı, pusulası, ışığı,
nefesi oldu... Yani düşüncem düğünde ne olacaksa Ömer belki yine olanları
sorgulayacak ve kalacak. Kaldığını da bize yaptığı konuşmalarla gösterecek. O
fragmandaki sohbeti, bahçedeki Defne ile konuşmaları ve herkesin olduğu yemek
masasında başladığı konuşma da bunlar olacak. Herkes Ömer’in “Defne saklasa”
cümlesinin korkunç biteceğini düşünüyor ya, ben tam tersini bekliyorum. Hatta
her sorgulaması, her engel, her kavga yeni bir adım atmalarını sağlayacak.
Ayrıca şunu da söylemek
isterim genel izleyicinin bildiğiniz gibi iki büyük düşüncesi var oyuna dair,
bunlardan biri kesin olacak diye bekliyorlar.
1 Ömer sırrı öğrendiğinde
arkasına bakmadan çekip gidecek.
2. Sır düğünde ortaya
çıkacak ve gelin kaçacak.
Bana göre Meriç Acemi iki
haftadır bunların olmayacağını önümüze koyuyor. İlkini Defne'nin kabusuyla
gösterdi. Kabus bu gerçekte olmaz, bu yüzden daha oyun ortaya çıkmıyor demek
için. Diğerini de Şebnem ile Alp'in düğününde aynı sahneyi yazarak yapacak
gibi. Bir sır ortaya çıkacak gelin ya da damat kaçacak. Düğün yarım kalacak.
Böylece daha önce olduğundan ikisi de önümüze koyulmayacak.
Yansımalar:
Fragmanlarda sürekli bir
tekne sahnesi karşıma çıktığında aklıma Defne’nin gördüğü rüya geldi. Beyazlar
içinde ne kadar güzel bir rüyaydı o. Ömer ile Defne evlilerdi. Geleceğe dair
hayaller kurmuşlardı. Defne daha küçük bir eve yerleşmek istemişti. Bu evde
bahçedeki kendi meyve ve sebzelerini ekmek, ayrıca da mutfakta hakimiyet.
Ömer’in hayali ise tekneyle gezmek. Güney kıyıları, hatta Yunanistan... Rüyanın
her saniyesi ayrı büyüleyiciydi. Rüyanın sonunda Defne, Ömer “Sadece ikimiz”
dedikten sonra “belki de üçümüz” demeseydi de o rüya yeterince etkileyiciydi.
Bir anda tekne deyince o “üçümüz” sözü aklıma geldi. Nedense ben o rüyadan beri
oyunun bir çocuktan sonra çıkacağına inanmıştım. Şükrü abinin “Ömer beyi
paramparça etmeyecek bir zamanda.” demesi de içimde onu hissettirdi. Bir yansıması
olmaz ama yine o sahneyi yazmak istedim.
En çok merak ettiklerim:
-
Ömer’in Defne’ye
hazırladığı sürprizi tabii ki... Hediye olarak ne yaptığı ve bu hediyeyi
verirken ona neler söyleyeceğini.
-
Ömer’in
mahallede yine vakit geçirip geçirmeyeceğini...
-
Şükrü abinin
de olduğu arabada Defne’nin o herkesi korkutan halinin nasıl bir saçmalık
çıkacağını...
-
Hulusi bey’in
Neriman’dan ne isteyeceği?
-
Ömer’in aşka
dair söylediği sözlerin devamı olup olmadığını...
-
Neriman ile
Defne, dede ile Ömer’i barıştırmak
isterse bunu nasıl yapacaklarını...
-
Düğündeki
sırrın kime ait olduğunu...
-
Sude’nin
nerede olduğunu ve bu dergi çekiminin nasıl sonuçlanacağını...
-
En çok da
bölüm finalini...
Yine binlerce soru
işaretinin olduğu bir bölüme ‘merhaba’ diyoruz. Geçen hafta ekran başına tedirgin
otururken uzun zamandır izlediğimiz en güzel, en aşk dolu bölümlerden biri
oldu. Ben bu haftada aynısının olacağını düşünüyorum. En çok da bizi kendisine
daha da aşık edecek bir Ömer İplikçi göreceğimizi...