48. bölüm fragmanına ilk bakış

48. bölüm fragmanına ilk bakış
Bir yandan yüzümüzde gülümse yaratan, bir yandan da hafifçe kalbimizi sıkıştıran fragmanlarla son zamanlarda karşı karşıyayız... Yazın yaklaşmasıyla birlikte herkesin kafasında ‘sezon finali mi, yoksa dizi bitiyor mu’ soruları dolandığından herhalde fragmanların bizde bıraktığı etki hafif bir burukluk oluyor. İtiraf etmek gerekirse, ben şu anda diziye veda edip etmeyeceğimizi düşünmek yerine izlediğimin keyfini çıkarmayı tercih ediyorum. (İnancım zaten bitmeyeceğinden yana, oyun çıkacak diye illa finale gidecek diye bir şart yok. Ben en baştan beri oyunun bu sezon çıkacağını düşünmüştüm. Daha fazla sakız gibi uzaması saçma olur) Özellikle de heyecanın ve aşkın bu kadar dorukta olduğu bölümler sırayla her hafta karşımıza çıkarken.
 
Nerede kalmıştık?
Beyaz atlı prensimiz balonlarla doldurulmuş Maserati’siyle kornalara basarak mahalleye gelir ve uyuyan güzeline “Doğum gününüzün son birkaç saatini benimle geçirir misiniz Defne hanım?” diye sorar. Uyuyan Güzel ise doğum gününü hatırlamadığını sandığı prensine içine çekere sarılır ve gecenin karanlığında bu özel günü kutlamak adına kaybolup giderler.
 
Kaç günden oluşuyor?
Kıyafet analizlerim yoğun bir şekilde gün sayısını keşfetmek için devam ederken, bu bölüm sanki davet söz konusu olduğundan bir gün içerisinde farklı kıyafet giyme durumları söz konusu. Bu nedenle dedektiflik yaparken hafif zorlandığım doğrudur. Tahmin ettiğim kadarıyla doğum günü gecesini de sayarsak dört günden oluşuyor. Doğum günüyle başlayan bölüm, bir iş günüyle devam ediyor ve ardından iki günlük düğün mekanı maceralarımız başlıyor. Düğünde biterse 4 gün, eğer gösterilmeyen bir günümüz daha varsa ise beş gün olabilir. Ancak bahsim dört üzerine...
 
Zaman çizelgesi:
Geçen hafta zaman çizelgesi konusunda tahminlerimde fena çuvalladım. Bu hafta
1. Geçtiğimiz hafta bölüm ilk kez uzun bir zamandan sonra Haziran 2016’daki düğünle başlamamıştı. Açıkçası o sahnelere pek kafa yormak istemediğimden midir nedir çok da fazla üzülmedim. Bu haftada büyük ihtimalle bir düğün sahnesi görmeyeceğimizi düşünüyorum. Bölüm kaldığı yerden arabayla doğum gününe giden ya da varan Ömer ile Defne ile başlayacaktır. Doğum günü akşamına dair her şey Defne kadar bize de sürpriz oluyor. Pek heyecanlı...
2. Defne ile Ömer’in Şükrü abiyle arabada işe gittiği ve Ömer ile Sinan’ın da basketbol oynadığı bir gün var fragmanda. Bunun düğün ile doğum günü arasında bir gün olduğunu düşünüyorum nedense Defne’nin teknede Ömer’e “o gün” diye doğum gününden bahsettiğinden. Bir gün önce olsa dün derdi gibi...
3. Bu hafta pek ofis sahnesi görmeyeceğiz gibi. Özette de belirtildiği gibi bir düğün var. Gelen tüyolar Alp ile Şebnem’in düğünü olduğuna dair. Zaten yakında evlenecek olan bir onlar vardı. 3.günde Ömer, Defne’yi evinden alıyor ve sonra herkes hep birlikte tekneyle düğün mekanına gidiyor. Günü orada geçiriyorlar ve akşam orada kalıyorlar.
4. Düğünün ertesi günü düğün mekanında bölüm devam ediyor. Artık ne olacaksa orada olacak bölüm sonu.
 


Tahminler:
Doğum gününe dair her şey sürpriz gibi saklanıyor. Özette Ömer’in Defne’nin ayaklarını kestiği yazılıyor. Fragmanda ve fotoğraflarda ise o akşama dair hiçbir şey yok. Buna ne kadar seviniyorum anlatamam. O sahnelerin sürpriz olması pek bir hoş olacak. Bakalım beyaz atlı prensimiz, uyuyan güzeline nasıl bir gece hazırlamış. Hediyesi ne olmuş. Dans ayakkabısı sohbetinden dolayı herkesin tahmini o yönde. Ancak Ömer, Defne’nin doğum günü olduğunu biliyordu. O konuşma ise bir önceki gece oldu. Öncesinde kendisi de bir hediye düşünmüştür. Kutuya bakışından bunun bir ayakkabı olduğunu anlıyoruz ama Tap Dance ayakkabısı çıkar mı pek bilemedim. Ancak hediyesini verme şeklini, ne yaptığını ve Defne’nin doğum gününü hangi güzel sözlerle kutlayacağını cidden merak ediyorum. Belki hayalimdeki o 38. Sonundaki “ağlarken, gülerken ben varım” sahnesinin farklı cümlelerle bir yansımasını görebiliriz. Ömer, Defne’nin doğum günü kutlarken her daim artık birlikte olacağını dile getirir. Defne’nin teknedeki konuşmasından anladığım ise o gecenin teknede geçtiği. Teknede kalırlar mı bilemedim ama orada kutlayacaklarına eminim. Öyle bir gece olacak ki hatta o doğum günü gecesi Defne her tekneye bindiğinde o muhteşem günü hatırlayacak. Yine aşk, hep aşk! Özette bu cümle sayesinde gözümden kalpler fışkırdıysa, içim ondan pek bir rahat.
 
Doğum günü sonrası ise tahminim bir iş günü göreceğimiz. Defne ile Ömer’in arabada olduğu gün işte o gün. Defne’nin panik halleri ve arabada şükrü abinin de olması göz önünde olunca herkes Ömer’in mektubu sorduğuna dair bir panikler yaşamış. Valla Ömer herhalde o kadar salak aşık değildir diye inanmak istiyorum. Defne’nin Fikret Gallo hakkındaki düşüncelerini çok açık net biliyor. Fikret’in kendisine aşık olduğunu ve Defne’nin mektuplarını da karıştırdığını da... Bu konuda onunla kavga etmişti. Ortada bu kadar kritik konular varken Ömer eğer Defne’nin yanında o mektubu hatırlayıp sorarsa bildiğiniz kaşınmış olur. Canı Defne ile arası bozulsun istiyor demektir. Ben o mektup işinin bir daha gündeme pek geleceğini sanmıyorum. Gelirse de Defne’nin olmadığı bir anda belki Ömer soracaktır ama gündem o kadar karışık ki, sıra gelmez. Tahminim o sahnede Defne’nin klasik şapşikliklerinden biri yaptığı.  Zaten sahne sonundaki ifadesine bakarsanız da mahcup olmuş bir hali var. Üstelik yine ön koltukta oturuyor, belki ondandır.


 
Defne ile Ömer’in aşkı son gaz devam ederken görünüşe göre Sinan ile Yasemin cephesinde ufak bir karışıklık var. Sinan’ın evlenme mevzusuna dair aldığı sinyaller, Yasemin’in nesi çok geç diye alınması falan onları istenmeyen bir pozisyona getirecek gibi. Zaten ben o aşktan bir şey anlamadım ya, içime pek sinmiyor ya neyse. Sinan en baştan beri ona aşıktı kabulüm. Defne’ye farklı diye ilgi duydu, Sude’nin ise yalnız olduğu bir anda yoğun ilgisinden etkilendi. Ancak İso ile bu kadar şey yaşayan Yasemin’in bir anda böyle aptal aşık kadın rolüne bürünmesini pek anlayamıyorum. Hele şimdi bir de evlenme heveslisi haline gelmesine. Kısmet, aşk değiştirir zaten değil mi? Belli ki Yasemin “nesi erken” düşüncesiyle Sinan’a trip atıyor. Bizimkiler bir basketbol maçı yapıyor. Erkek muhabbeti gerçekleşiyor.
 
Bu arada aynı gün onlar ofisteyken görünüşe göre bir süredir kayıp olan Hulusi bey amcamız da ortaya çıkıyor. Valla kendisinin kıyıda köşede doğru zamanda ortaya çıkmak adına beklemede olduğunu biliyordum. Boşuna mahalleye gelmedi ve Defne’den kendilerini barıştırmalarını istemedi. O konu biraz arka planda kalmıştı. Ancak Defne’nin bu konuya da el atması şart. Neriman’ın Hulusi Bey’den korkacağı bir durum söz konusu değil. Adam ne istediyse yaptı. Sonuçta Ömer ile Defne tam da dedenin istediği gibi evleniyor. Ayrıca dede, Defne’nin ailesinin kim olduğunu da biliyor. O konuda Neriman yalan söylemişti. Ancak kimse bir tepki göstermedi. Dede pek sevdi aileyi kabullendi. Bu nedenle Neriman’dan isteyeceği bir şey zarardan çok faydalı olabilir. İki düşüncem var. Biri Defne’ye söylediği gibi artık düğün öncesi Ömer ile barışmak istemesi, ikincisi ise bir türlü başlamayan düğün hazırlıklarını başlatması. Ancak ilki ağırlık basıyor. Bakalım, o cephede neler yaşayacak.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER