İnsan, önce kendine itiraf etmeli bazı şeyleri. Önce kalbinin
sesine kulak vermeyi öğrenmeli. Hayat Şarkısı’nı izlerken en korktuğum
şeylerden biri Kerim’in hiçbir zaman Hülya’ya karşı kartlarını açık
oynamayacağıydı. Sonra kendilerine güzel bir gün armağan ettikleri o an tüm
endişem buhar olup uçmuştu.
“Peki Hülya ve Kerim birbirine nasıl güvenecek?” dedim
sonra. Güvenmek, değerli bir hazineydi çünkü. İnsan, kalbini attırana güvenmek
isterdi. Ama etrafındaki insanlar, geçmiş hatıralar kafasını karıştırırdı bazen.
İşte o zaman canını yakardı sevdiğinin.