Bu iyi adamlar pek bildiğiniz gibi değil: The Nice Guys

Bu iyi adamlar pek bildiğiniz gibi değil: The Nice Guys
Aykırı dedektifler

Lethal Wapon, Last Action Hero, Long Kiss Goodnight, Ironman 3 gibi birçok filmde yazar, yapımcı, yönetmen ve oyuncu olarak imzası olan Shane Black bir yandan yeni Predator filmini çekerken bir yandan da bu hafta sinemalara son filmi Nice Guys / İyi Adamlar’la konuk oluyor. İlk gösterimi şu anda devam etmekte olan Cannes Film Festivali’nde yapılan ve genel anlamda olumlu eleştiriler alan film gücünü genel anlamda başrollerdeki Russel Crowe ve Ryan Gosling’den alan bir dedektiflik komedisi.

 
Russel Crowe bir hayli kilo almış

Sene 1977, melekler ve entrikalar şehri Los Angeles’dayız. Özel hayatını çok bilmediğimiz, ama şiddet eğilimine, görüntüsüne ve tavırlarına bakarak sıkıntılı bir geçmişten geldiği belli olan gayri resmi özel dedektif Jackson Healy (Russel Crowe) ve eşini kaybetmiş, kızıyla birlikte hayatta kalma mücadelesi veren üçkâğıtçı, belgeli özel dedektif Holland March’ın yolları Amelia adındaki kayıp bir kızı ararken kesişiyor. Daha doğrusu Amelia bulunmamak isteğiyle sırra kadem basarken Healy’den yardım istiyor ve March da bir araba kazasında ölen porno yıldızı Misty Mountains’in ölümü şüpheli mi diye araştırırken ikilimiz yalnız olmadıklarını, başka kötü adamların peşlerinde olduğunu ve Amelia’yla birlikte herkesin hayatının da tehlikede olduğunu anlıyorlar. Porno sektörü, etrafta çılgın kostümlü bir sürü insanın gezindiği çılgın partiler, araba üreticilerinin mahkemelerle mücadelesi, onlar yüzünden yaşanan hava kirliliğini protesto eden hippiler derken ortalık baya karışıyor, maceramıza tam bir kaos hakim. 


Aile boyu araştırmacılar

Bir araya gelmesi normal koşullarda çok zor olan bu iki aykırı dedektif çok da bulaşmak istemedikleri bu curcunaya mecburen dâhil olup bir de isimlerini temize çıkarmak zorunda kalınca ortaya bir hayli hareketli ve eğlenceli bir film çıkıyor. Zıtların birlikteliğiyle ortaya çıkan absürtlük komedinin en büyük silahlarından biri. Nice Guys da bunu sonuna kadar kullanan bir film. Russel Crowe’un canlandırdığı Healey’in sert, gözü pek, korkusuz ve ilkeli duruşuyla Ryan Gosling’in canlandırdığı March’ın naif, beceriksiz, korkak ama hinlik peşindeki hali perdeye çok güzel yansımış. Crowe, bozulan fiziğine rağmen perdeyi doldurmayı biliyor. Gosling ise komedideki başarısı, sevimliliği ve sarsak halleriyle filmi izlenir kılan en büyük etmen olmuş. İkilinin kendi arasındaki uyum da gayet yerli yerinde. İçinde, Black’in yarattığı Lethal Weapon’dan da, dönem atmosferi sayesinde Boogie Nights’dan da bir şeyler bulabileceğimiz Nice Guys, hem dünyayı, hem ailesini, hem de kendini kurtaran inandırıcı olmayan kahramanların yerine koyduğu defolu, işine gelince kurbanları bile kandıran, beceriksiz, iyi olduğu kadar da acımasız, akıllı geçinip şark kurnazlığı peşine düşen anti-kahramanımsı dedektifleriyle klişelerin bir güzel önüne geçiyor. Bir silahlı çatışmanın ortasına deli gibi dalmaktansa sıvışmayı tercih etmeleri, bulaştıkları komplonun boylarından büyük olduğunu gayet soğukkanlılıkla kabul edip yollarına o şekilde devam etmeleri, tuvalet sahnesi, March’ın beğenmediği her şeye yaptığı “Hitler de böyleydi zaten” yorumları gibi gayet eğlenceli sahnelere sahip Nice Guys, süresinin biraz uzunca olmasına rağmen son derece keyifli bir seyirlik vaat ediyor seyirciye. İyi adam olmak için iyi adam olmak şart değil, zaten iyi adamlar da pek bildiğiniz gibi değil aslında. 

İyi seyirler.


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER