O
halde bölümü incelemeye Meereen ve Tyrion ile başlayalım:
Tyrion bir
politikacı gibi Essos kıtasının tarihine yön verecek kararlara imza atıyor,
ancak bu kararların özgürleştirilmiş halk tarafından pek de iyi karşılanmışa
benzemiyor. Missandei ve Gri Solucan başta olmak üzere halk, köleliğin geri
gelecek olmasından endişe duyarken Tyrion, Astapor ve Yunkai’den gelen köle
efendileriyle köleliği kademeli bir şekilde 7 yıla yayılan bir süreçte
bitirecek bir anlaşmaya prensipte imza attı.
Sur’daki
beklenen buluşmaya bakalım şimdi de…
Nihayetinde Stark
çocuklarından ikisi, beş sezon sonra bir araya gelebildi: Jon Snow ve Sansa
Stark
Sansa’dan daha
önce Catelyn’in yaptığına benzer bir günah çıkarma izledik Jon’la ilgili. Tek
fark yüz yüze olmasıydı. Jon’un arası nispeten Robb’la daha iyi olduğu için
Sansa’nın kendisini her fırsatta dışlamasına pek aldırmışa benzemiyordu, en
azından yaşadığı onca şeyden sonra geçmişe dönüp baktığında buna takılmaması
gerektiğini anlıyordu. Sansa ise Jon’a kendini affettirmekten ziyade kibrini
yendiği konusunda kendisini ikna etmek ister gibiydi.
Sansa da
yaşadıklarından bir şeyler öğrenmişti. Jon’un Sur’daki nüfuzunu görmüştü,
Bolton’ların ve Lannister’ların acımasızlığını görmüştü, Petyr Baelish’in içten
pazarlıklı karakterini çözmüştü. Jon’a aniden Kuzey adına savaşmayı teklif
etmesi boşa değildi.
Ramsay Bolton’un
kitapta Stannis’e karşılık Sansa’yı istediği mektup, dizide Rickon’a karşılık
Sansa olarak verildi. Stannis’in dizi seyircilerini beş sezon boyunca
heyecanlandıramadığını düşünürsek, Stannis’in misyonunun Rickon Stark’a
devredilmesi son derece yaratıcı ve heyecan verici bir gelişme olmuş. Jon’un ve
Sur’un, özellikle de Özgür Halk’ın Stannis için mücadele etmesi akıl dışı
olurdu. Zira Stannis, Özgür Halk’ın liderini yakmıştı, paralı askerlerden
oluşan bir ordu bile gemleri azaldığında Stannis gibi lider vasıflarından
yoksun birini takip etmezken, Özgür Halk’ın onun kim tarafından kime karşı esir
tutulduğuyla ilgilenmesi beklenemezdi. Oysa Rickon, Jon’un değer verdiği küçük
erkek kardeşiydi, karşılığında tehdit edilen ise yine Jon’un değer verdiği kız
kardeşi Sansa’ydı. Denklem öylesine mantıklı kurulmuş ki, Özgür Halk’ın ve
Sur’daki Gece Nöbetçisi kardeşlerinin Jon’u takip etmemesi için birden fazla
sebepleri var.
Kuzey’de harika
bir çarpışma bizi bekliyor, Ramsay’ın yakın bir zamana kadar Snow olduğu
düşünülürse, tarih kitaplarının bu mücadeleyi Piçlerin Savaşı olarak kaydetmesi
mümkün.
Bu savaşta bir
tarafta Boltonlar, Karstarklar ve Umberlar yer alırken, denklemin diğer ucuna
Jon Snow liderliğinde Sur ve Özgür Halk’ı, Ayı Adası’ndan Mormontları ve Reed
Hanesi’ni koyabilirsiniz. Ancak bu basit bir denklem değil, üç bilinmeyenli bir
denklem, Boltonlar hiç beklemedikleri bir yerden daha tehdit altındalar: Vadi
ve Arryn Ordusu.
Yazı devam ediyor..