Petyr Baelish, elindeki Sansa kozunu akılcı kullanamadığını anladığından beri Lysa’nın oğlu ve şu an Vadi’nin Lordu olan Robin Arryn’i avucuna almış durumda. İşin doğrusu Robin’i avucuna almak Sansa’yı kandırmaktan bile daha kolay. Bir zamanların Sansa’sını kast ediyorum tabii.

 

Gelişimsel olarak kendini henüz tamamlayamamış Robin, Baelish ne derse onu ciddiye alıyor. Vadi diğer küçük lordları da doğrudan Robin’e bağlı olduklarına göre aslında Vadi’yi Petyr Baelish yönetiyor diyebiliriz. Dahası Vadi, Beş Kralın Savaşı’nda tarafsızlığını ilan ettiği için şu an güçlü ve hiç yıpranmamış durumda.

 

Boltonların Jon Snow ile Vadi ordusunun arasında kalıp ezildiğini izlemek keyifli olmaz mı? Üstelik Lannisterların etrafı yangın yeriyken Boltonlara yardım edecek bir Kral da bulunmuyor.

 

Margaery ve Loras Tyrell kardeşler yobazlığın zirve yaptığı bir dönemde günah keçisi olarak Yüce Serçe’nin zindanlarında tutulmaya devam ediyor. Margaery nispeten daha dirayetli kalabilmiş. Loras ise tamamıyla tükenmiş.

 

Tyrell kuvvetlerinin, torunlarını kurtarma ihtimalleri her zaman var, ancak o zaman gelinceye kadar Loras’ın psikolojisinde açılacak yaralar, ilerleyen bölümlerde çok ciddi felaketlerin yaşanmasına sebep olabilir.

 

Bence Margaery ve Loras zindandan kurtulduklarında aynı kişi olarak kalamazlar. Peki ne yönde değişecekler? Margaery daha gizlenerek hedefine ulaşmaya çalışırken, Loras’ın saykoya bağlayacağını ve saray içinde en bir kritik ismi harcayacağını düşünüyorum.

 

Theon ve Yara Greyjoy kardeşler de Tyrell kardeşlerinkine benzer bir buluşma yaşadı ve yine güçlü olan taraf kız kardeşti. Pyke’ta yapılacak olan seçimde Euron’un karşısına çıkmaya hazırlanan Yara, yeni bir müttefik edinmiş oldu böylece.

Ve gelelim bu bölümü, bölüm yapan asıl sahneye…