Hemen final sendromuna giren sevgili Kiralık Aşk sever dostlarım, daha çoook hikayemiz var. Durum bakalım^^ Hatta şuraya bir minik tespitimi konduruvereyim... İso Ömer dertleşiyor. Ömer karar vermiş duruma müdahale edecek. Diyor ki "Bazen sevdiğinin yanlış yaptığını bile bile sırf alanına girmemek için racon icabı laf etmezsin ya. O yanlış galiba ya! Müdahale etmek lazım! Kızacağını bile bile..." Bu konuşmanın sırrı İso'nun verdiği cevapta saklı. "Kontrolcu adamsın"! Tıpkı deden gibi Ömer... Deden de sen her ne kadar kızsan da aynen bunu yaptı işte. Kontrol etmeye, müdahale etmeye çalıştı. Onun da nedeni senden farklı değildi ki. O da kendince seviyordu işte. Şimdi biz bu konuşmayı boşuna izlemedik tabii ki^^ Gelecek bölümlerdeki dede torun ilişkisinin ne olabileceği ile ilgili minik bir ipucu bu bize^^
Sevgili senaristimizden İso'ya acil bir aşk talep ediyorum. İçim acıdı izlerken. O ağladı ben de ağladım. Geçmiş dediğin şey öyle kolay kolay geçmiyor demek ki, ama geçmesi için de böyle bir sallanman gerekiyor galiba. İyice bir silkelenmen, acıdan hissetmeyecek hale gelmen... Bence İso küllerinden yeniden doğuyor. Tıpkı Henry Miller'in söylediği gibi "Yaratıcı biriysen acılı anılardan ortaya elle tutulur bir şeyler çıkarabilir miyim diye sorarsın kendi kendine..." İso'da bunu yaptı. O acılardan yepyeni bir kalıp makinesi yarattı. Onun da tuvali oymuş demek ki... Ve Kerem Fırtına... Çıtayı değil Allahü Ekber dağları Everest'in tepesine çaktın. Muhteşem bir performanstı. Önünde saygıyla eğiliyorum.
Bu dizide hiçbir karakterin boş olmadığını ve hepsinin resmin bütününe hizmet ettiğini daha önce de yazmıştım. İso'da o resmin tam ortasında yerini aldı. Şimdi benzer bir durumu Serdar için de bekliyorum. Zira kendisi benim için hala pasif bir karakter. Bir katkısının olması lazım ki eminim Meriç Acemi onun için de bir güzellik düşünüyordur.
Gözleri aşkla bakan Deniz yapmışlar olmuş vallahi. Siz Deniz'in Defne'ye bile Sude'ye baktığı gibi baktığını hiç gördünüz mü? Belli ki müthiş bir aşk hikâyesi daha geliyor. Sude Deniz sahnelerini izlerken nedense aklıma Defne ve Ömer'in ilk halleri geldi. Birbirleriyle konuşmaları, Deniz'in Sude'nin eline dokunması, Sude'nin sarhoş olması, Deniz'in Sude'nin ayakkabılarını çıkarması... Tabii ki bizim çocukların aşkı bambaşka, ama ben bu aşk hikâyesinin de gidişatını çok merak etmekteyim. Bu arada, oyunculara da bir parantez açalım. Devrim Yalçın büyük oyuncu… Son iki bölümdür Melisa Şenolsun'da döktürüyor.
Ah Sinan... Boşboğaz Sinan... Bazen ağzından çıkanı kulağın duymuyor... Neyse ki ben sorunun çok uzayacağını düşünmüyorum. Önümüzdeki bölüm konuşup çözeceklerdir.
Bu arada bizim dizinin erkekleri yakında düz duvara tırmanacak kıvama gelecekler. Yazık bu adamlara yahu^^ Yapmayın artık bunu:(( Gönüllerince yaşasınlar artık lütfen.
Son söz her zaman olduğu gibi ekibe... Çekimler, renkler, kurgu süper... Bariz değişiklik gözle de görülüyor. Farkı fark ediyoruz yani^^ Emeği geçen herkesin, eline yüreğine ve zamanına sağlık.
Beni ve biliyorum pek çok kişiyi bu kadar besleyen, aklımızı başımızdan alan bu hikâye henüz finali hak etmiyor. Hem ekibin hem de bizlerin daha çok anlatacağı, paylaşacağı şeyler var. Yolu açık olsun...
Sevgiyle kalın...