Leyla’nın ölümü üzerine intikam yemini eden Miloş, önce Mustafa’nın tüm sevdiklerini sonrada, Mustafa’yı öldüreceğini söylemişti. Mustafa’nın sevdikleri deyince akla ilk gelenlerden birisi Farah oluyor. Benim aklıma geldiği gibi Miloş’un da aklına gelmiş olacak ki kurbanlarından birisi Farah’ın ta kendisiydi. Sultan Abdülhamid’i öldürmek için patlatılan bombanın olduğu yere koşan Mustafa duyduğu silah sesiyle Farah’ın yanına koştu. Gel gör ki sevdiği vurulmuş yerde yatıyor.
Leyla gibi onunda son sözleri Mustafa’yı sevdiğine dairdi. Lara da geçen sezon finalinde ölmüştü. Bu adamın da sevdiklerinin de yüzü hiç gülmeyecek sanırım. Bir sonraki sezon Mustafa’nın sevdiği kadın-ki olursa-sezon finalinde ölürse hiç yadırgamam. Kim olur orası hakkında en ufak bir fikrim yok. İşin aslını sorarsanız gelecek sezon hakkında en ufak bir fikrim yok. Ne diyelim? Sonumuz hayır olsun. Farah’a da Allah rahmet eylesin. Annesini yalnız bırakamadı.
Bu kadında pisi pisine gitti
İntikam yeminini eden Miloş, bu bölüm çok can aldı. Kolunu zar zor iyileştirdikten sonra Yüce Meclis’e gitti ama dağılmasına engel olamadı. Meclis’in dağılması onca olaydan sonra zaten kaçınılmazdı. Miloş da kinini içinde tutamayan birinin yapacağı en basit şeylerden birini yaparak intikam yemini etti. İntikamını da aldı sayılır. Öldürmediği tek kişi Ali ve Mustafa’nın kendisiydi. Önce Farah’ın annesini aldı. Sonra Dadı’yı ve Mustafa Gıyaseddin’i, en sonda da Farah’ı aldı. Gözün doysun be adam! Gözün doysun!
Neyse ki Farah’ı öldürmesinin ardından Mustafa tarafından yakalandı. Yargılandı, idama yollandı. Akbar’la birlikte el âleme ibret olsun diye kurşunlamaya götürülürken devrildi, öldü(!). Bana sorarsanız ölmedi tabii. Hapiste bağlantılarından falan bir ilaç bulmuştur o. Demedi demeyin seneye de göreceğiz Suavi Eren’i.
Miloş’un Feriha’yı öldürdüğü anlarda "Yaver, neden bu kadını öldürsün?’’ diye düşünüp durdum. Ondan önce aynı kıyafet yaver Akbar’ı kaçırırken giymişti. Siyah giyen adamı bölüm yayınlamadan çok önce dizinin resmi Instagram hesabında görmüştüm. "Acaba kim olur" diye düşünürken en beklenmedik kişi çıktı. Meğerse aynı kıyafeti iki farklı kişi giyecekmiş bir bölümde. Çok daha farklı birini bekliyordum. Farklıdan kastım en azından yeni bir oyuncu... Sen git önce yaver sonra Miloş çık. İyi mi? Benim gördüğüm yaver değil Miloş’tu galiba ama emin de olamıyorum.
Adam sürekli zincirler içinde
Güç savaşının en büyük güçlerinden birisi olan, "yeni dünya" olarak tabir edilen Amerika teşkilatıyla da bu bölüm vesilesiyle tanıştık. Miloş her ne kadar paravanın arkasında para var dese de o parayı kullanacak bir zekâ olmadıkça hiçbir işe yaramaz. Bu büyük gücün kim olduğuna dair şu anda en ufak bir fikrim yok. İlk hamlesi Akbar’ı hapisten çıkartmak ve ona son bir şans vermekti. Akbar, geçen bölümün sonunda Cemil’in onu satmasıyla hapse atılmıştı. Onu hapisten çıkaran Sultan’ın yaveri oldu. Valla yaveri ele geçirecek kadar ileri gidebiliyorlarsa, nereye kadar gidebileceklerini bir tek Allah bilir. En azından yakaladılar.
Akbar’ı kaçıran ve sarayın bu kadar içine girebilen bu güç Akbar’dan, Sultan’ı öldürmesini istedi. Akbar’ın planı gerçekten kusursuzdu ama Allah’ın işine bir şey diyemezsin. Birisinin çıkıp "Sultanım, bir şey rica edebilir miyim?’’ deyince tüm plan güme gitti. Bomba patladı fakat Abdülhamid Han patlamadı. Ölmeyeceğini az çok tahmin ediyordum, hatta emindim. Tarihte öyle yazmıyor. Tek korkum sezonu bu olayla bitirip, bizleri muallakta bırakmalarıydı. Neyse ki öyle bir şey yapmadılar. Abdülhamid Han’ı öldürmeyi başaramayan Akbar’ın suyu ısınmış oldu. Onu Mustafa ve Ali yakaladı fakat işin içinde paravanın arkasında adamın da payının olduğuna eminim. Bizimkiler arada bir kuklaya dönüyor biliyorsunuz. Akbar’ı en son meydanda kurşunlanırken gördük. Hazım Körmükçü’nün çok durmayacağı belliydi zaten.
Team Filinta
Bölüm tam olarak bir sezon finali niteliği taşıyordu. Her şey bitti. Senaristler resmen bir sonraki sezon için temizlik yaptı. Bir sonraki sezonun tohumlarını ekti. Seneye yedi düvele karşı dimdik ayakta duran bir Abdülhamid Han’ın ön planda olduğu bir sezon olacak gibi. Karşısına tarihte de zamanında Abdülhamid Han’ın başına bela olmuş Theodor Herzl’i diktiler. Neler olacağına dair tahminlerde bulunmak istemiyorum. En azından şimdiden kafa yormaya lüzum yok. Sonumuz hayır olsun diyelim.
Öyle ya da böyle bir yorumun, bir sezonun daha sonuna geldik. İyisiyle, kötüsüyle, öleniyle, yaşayanıyla bir sezon daha bitirdik. Bu bölüm ekipte başta ölen oyuncular olmak üzere bol bol ayrılık oldu. Oyuncu ekibi haricinde teknik ekipte de ayrılıklar olduğunu biliyorum. Ama takip etmeyi bir türlü beceremedim. O yüzden tek tek bahsetmeyeceğim. Hepsinin yolu açık olsun. Verdikleri her şey için sonsuz kez teşekkürlerimi sunuyorum. Filinta’nın ikinci sezonunu seve seve izledik, bitirdik. İlk sezonu da böyle izlemiştik, üçüncü bir sezonu da aynı heyecanla seyredeceğiz. Çok bekletmeyin bizi, bekliyoruz.