Poyraz Karayel: Bekle dedi gitti*

Poyraz Karayel: Bekle dedi gitti*
Bir sen var senden içeri
Ağır Poyraz Karayel’ciyim, bu su götürmez bir gerçek. Poyraz Karayel’de en kıymetlim Zülfikar, bu da bir diğer büyük gerçek. Sadece Poyraz Karayel’de değil, izlediğim tüm dizilerdeki en sevdiğim karakterler arasında ilk üçtedir Zülfikar (diğer ikisi Yeditepe İstanbul’dan Ömer ve Şaşıfelek Çıkmazı’ndan Saadet’tir elbette). Kirpiğine zarar gelsin istemem, onu sevmeyen ölsündür kanaatimce. Hal böyle olunca, Zülfikar’ın son haftalarda dönüştüğü adam kalbimi kırıyor. İzlemeyi bırakamam, kötü bir şey diyemem, ama üzülebilirim. Elimde değil, öyle yapıyorum.


Niye öyle oldunuz?

Bir kere, Meltem’i annesiyle tanıştırma konusunun çok uzadığını düşünüyorum. Tamam, Meltem asi bir arkadaşımız, küresel sermaye karşıtlığı ile yer edindi gönlümüzde. Ama Zülfikar’ı ne kadar içi titreyerek sevdiğini de biliyoruz aynı zamanda. O zaman da, Zülfikar’ın annesiyle tanışmayı bu kadar dert haline getirmesine de içten içe inanmıyor ve sinir oluyoruz haliyle. Hâlbuki Zülfikar-Meltem aşkının en büyük numarası, o kadar gerçek dışı koşullarda tanışmalarına, her hallerinin bilim kurgu tadında olmasına rağmen gerçekliklerinden bir an bile şüphe etmememizdi, karşısında dünya güzeli bir Çiğdem varken bile Zülfikar’ın Meltem’i seçeceğinden adımız kadar emin olmamızdı. Nerede o Zülfikar’la meyhaneye gidip, bir oyuncak ayının karşısında rakı içen Meltem, nerede bu ‘Çikolatalı omlet yaptım yemezsen küserim’ diyen Meltem. ‘Annen beni sevmedi eheh’ diyecek birini izlemek istesek zaten misal Gelin Evleri izleriz, her gün var.

Sadece Meltem değil, Zülfikar da kendisinden beklenmeyecek hallerde. En son Meltem’in kimliğini alıp onu Sefer’lemeye, yani nikâh memurunu getirip zorla evlenmeye karar verdi. Zülfikarım, canımın içi, sen ki gönül adamı kelimesinin sözlüklere koyulacak karşılığısın, ne demek kimlik kaçırıp evlenmek? Sence sen, seninle evlenmek için can atan bir kadından daha azını hak ediyor musun? Sence sen, seni Sema’nın Sefer’i sevdiğinden daha az sevecek bir kadını hak ediyor musun?

Sensiz saadet neymiş

Poyraz Karayel ve Sex and the City birbirinden çok alakasız diziler gibi durabilir, ama Carrie Bradshaw’un en yakın üç kız arkadaşına söylediği bir laf vardır ki, Zülfikar ve Sefer için ilk günden beri bunu düşünürüm. ‘Belki biz birbirimizin ruh eşiyiz ve erkekler de güzel vakit geçireceğimiz kişiler.’ Bence Sefer ve Zülfikar da birbirinin ruh eşiydi işte, çünkü ruh eşi olmak illa sevgili olmayı gerektirmez. Konuşmadan anlaşmayı, o daha değil söylemeden, aklından geçirmeden ne düşüneceğini bilmeyi, birlikteyken kendin olabilmeyi gerektirir ve bir kere bulunca da, dünyanın en büyük lüksüdür. Bu yüzden de işte, Zülfikar biraz da ruh eşini kaybettiği için kendisi değil bence. Sefer’in gidişinin onda yarattığı hasarı görmezden gelerek bitirmeye çalışıyor. Belki Zülfikar için de, ölüm gibi bir şey oldu ama kimse ölmedi.* Biz bekleriz, yeter ki iyileşsin.

*Özdemir Asaf

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER