Hikayenin önemli parçalarından biri Hülya-Mahir ortaklığı.
Hülya tek başına dünyaya yeter de, Mahir gibi bir ortak her eve lazım
cinsten. Hem sadık, hem prensipli, hem de görev adamı. Hatta görevi uğruna
kendini feda (!) etmişliği bile var hatırlarsanız. (Hatırlamayanlar için
anahtar kelimeler: 5. Bölüm, Tarkan'ın Şımarık şarkısı, Mine ve Fındıkkıran^^
) Hal böyle olunca tam bir güç birliği
içinde olan bu ikiliden daha çok başarılı operasyon bekliyoruz. Cem için
gerçekleştirdikleri son operasyonları bana göre Hülya-Mahir ikilisi için tüy
siklet olsa da Kerim-Filiz için planlananın daha çetin olacağı kesin.
Hülya’nın
“bırak onlar korksun” dediği planına geçmeden önce Mahir-Hülya ortaklığı ile
ilgili bir parantez daha açmak istiyorum. Bu hafta küçük Hülya’nın sahnelerini
izlerken aklıma hemen Mahir geldi. “Mahir boşuna Şef demiyor Hülya’ya. Hülya meğer küçüklükten alışkınmış bu çete
olaylarına” diye düşündüm. Korkusuz çetenin başı Hülya’nın Filiz sorunu kökten
yok etmek için kurduğu planı henüz bilmiyoruz ama ilk ayağını bölüm sonunda gördük.
Dev bir blöf yaptı Kerim’e. Bir yandan Kerim'in zamanında ona söylediklerini
(bağlanmak beni korkutuyor, bu aile olayları beni kastı, avukatım seni arar vb.
) tekrarlayarak inceden intikamını almış oldu aslında. Diğer yandan Hülya'nın
bunu yapmaya cesaret etmesi Kerim'in sevgisine, ondan vazgeçemeyeceğine
inandığını gösteriyor. Malum bir süredir inanmamak için direniyordu. Kerim bu
blöfü yer mi? Hülya'nın ortaya attığı sebeplerin gerçekliğine inanacağını
sanmam ama gitmesine izin vermeyerek Hülya’nın planının ilk adımını başarıya
taşıyacaktır. Ancak sonrasını göreceğiz.
Umarım Hülya’nın deyimiyle “yanlış doğruya, doğru yanlışa hızla döner”ken işler
raydan çıkmaz.
Nam-ı Diğer Şef’in kariyeri çok
eskilere dayanıyormuş. Bakınız: Korkusuz Çete
Hülya içindeki çocuğu dışarı çıkardığı zamanlarda nasıl
tatlı bir kızçe! Kaya ile lokantada oynadığı kedi-fare oyunu Kaya için
olmasa da Hülya ve biz izleyenler için oldukça keyifliydi. Hele Kaya’yı
kovalarken Kerim’e yakalanınca akşam sporuna bağlayan Hülya, en tatlılar sıralamasında
ilk 10’a girer. Net! Ee, bunu “yemeyen” ve “Deli misin? Adam senin iki katın!” diyen
Kerim de takdiri hak etti tabii. Nasıl da çözmüş Hülya’yı. Az mı kovalandı Hülya
tarafından? ^.^
Hazır keyifli sahnelerden bahsediyorken söylemeden
olmaz. Bayram Baba her haliyle sevilesi
ama ‘Başımın etini yedin’ demenin en naif yolunu bulmuş olduğu için ayrı bir
takdiri hak etti gözümde. “Sen kendini yeterince ifade ettin bütün gece!” nasıl
naif bir sitemdir. Tebrikler.
Kalben çok severim (Nasıl da güzel bir isimdir Kalben).
Kalben eşliğinde “aşkla yoğrulan” pardon hamur yoğuran Hülya-Kerim’i izlemek daha
da şahane oldu. Bu sebeple Kalben + Çiğ Börek + Hülya + Kerim kalp ben ^.^
Son olarak bu bölüm ilk kez dinlediğimiz Hülya* şarkısı
sizce hangisini daha çok anlatıyor?
Bazen kendim olamam ben,
Biri elimden tutsun isterim
ama teslim olamam.
Hangi bahardan esti bu
rüzgar?
Bir derin nefeslik meselem
var.
Seni bugün fark ettim,
senden içerdekini,
Kendimi bugün terk ettim, ah
seni affettim.
Bir hülya kurdum, olur mu
olur.
Bir de bakarsın bu adam aşık
olur.
Taze değişti hayatım,
Mazinin kanadı kırık şimdi,
İyi ki seni tanıdım.
Hangi bahardan esti bu
rüzgar?
Bir derin nefeslik meselem
var.
Seni bugün fark ettim,
senden içerdekini,
Kendimi bugün terk ettim, ah
seni affettim.
Kerim’i mi?
“bir de bakarsın bu adam aşık olur”
Hülya’yı mı?
“bazen kendim olamam ben, biri
elimden tutsun isterim ama teslim olamam”
*Hülya- Mithat Can Özer