Survivor’da
olaylarla dolu bir haftayı daha sessizce geride bıraktık. Sessizce diyorum,
zira hayallerimi süsleyen kavga gürültü miktarına henüz erişemedim, Tuğba
Özay’ın geçtiğimiz haftalarda Atakan’la ettiği kavgadan sonra hiç aradığımı
bulamadım. Semih’in takımdaki ergen çocuklarla atışmaları dişimin kovuğuna
yetmez, ne yalan söyleyeyim.
En büyük umudum şu
an Yılmaz Morgül’de aslında. O ‘Tüm takıma dua ediyorum açmışım ellerimi’nin
arkasında çok büyük fırtınalar var, hissediyorum. Nihayetinde ‘Ben birisine iki
dakika adam ol desem, dönüp kaç dakikam kaldı Yılmaz Bey diye soracaklar’
ekolünden bir insan kendisi.
Laflar hazırlayanlarda bu hafta
Ünlüler takımında
bu sene nazar mı vardır nedir, sakatlık yüzünden ikinci kayıplarını yaşadılar. Seda
gayet güçlü bir yarışmacıydı aslında, muhtemelen hem onu bu şekilde eledikleri,
hem de bir hafta daha kendileri elenmeden kalabildikleri için çok üzülmediler.
Tuğba Özay’ın o dokunulmazlık kolyesini taşıyışındaki aşırı mağruriyet kadar,
Nagihan ve Eda’nın kavgaları konseyin en neşeli anlarındandı. Nagihan, canı
istediğinde o kadar ağır konuşan ve saygı sınırlarında gezinen birisi olabiliyor
ki, arada reality show kavgasıyla hayata tutunan beni bile şaşırtıyor.
Bir de
hani sporcu, üstelik atlet ya, insan farklı bir disiplin, ne olursa olsun
aşılmayan bir saygı duvarı bekliyor. Ben sporcu dediğimde bunu anlıyorum ya da
belki de anlamamalıydım. Eda çok sevdiğim birisi mi derseniz o da kesinlikle
değil, tatsız bir tartışma şekli var. Daha dün konseyde ‘Acun Bey sizin
yanınızda söylüyorum, benimle düzgün konuşsunlar’ dedi mesela, en sevmediğim
itiraz şeklidir çünkü Acun Bey’in yanında söylesen ne olur? Konuşanları
tahtaya yazan öğrenci ruh halinden ilkokulda çıkamadıysak, bir durup kendimize
gelelim.

Sen de Serkan’ı özledin biliyorum
Ünlüler takımında
henüz kimseye tam ısınamadığmdan, gönüllüler takımıyla avundum ve Semih’i
destekleyenlerin safına karıştım. O da tam havasını bulamadı aslında, ama
özellikle ada birleşmesinden sonra onda çok potansiyel görüyorum. Şimdi Gizem
Kerimoğlu ile fiziksel olarak da güçlü bir ikili oldular, ama benim bildiğim
Semih iki kişi yürümez. Özellikle kaybettiği Ütopya’dan sonra, burada bunu hiç
yapmayacak bence. Nihal-Semih kavgaları izlediğim en yorucu şey olma özelliğini
ısrarla korurken, uzun bir sakatlıktan yeni dönen Serkay’ı da neden bilmem, hiç
tutamıyorum. Efecan’la olan dostluğu da bir Murat-Hilmicem sempatisinden
ziyade, Nihat Doğan-Tefik ilişkisi havası veriyor ki, pek tutar yanı yok.
Elemeler hızlansın,
ödüller artsın, gerçek Survivor bir an önce başlasın da neşemizi bulalım. İyi
seyirler.