Anlık mutluluklar
İşte bence bölümde
yaşadıklarımızın özeti bu cümlede yatıyordu. Nefesimizi kesen anlar... Hepimiz
bir saniyelik mutluluk için dünyaları yakmaz mıyız?
Yüzlerimizi gülümsetecek, nefesimi kesecek, hayatımız boyunca unutmayacağımız o
an için. Kiralık Aşk izleyicisinin kaderinde de 37. bölümde nefesini kesen anlar
vardı. Hayatın ta kendisiydi. Karmaşanın içerisinde yaşanan anlık mutluluklar.
Biz de her daim hareket halinde olan kendi cephelerinde savaş veren Ömer ile
Defne’nin bir anlık mutluluklarıyla kalplerimizi ısıttık. Bir saniye kadar
kısaydı, ama tüm dünyayı yerinde oynatacak kadar güzel. Neler sığmıştı o
bizlere gösterilen, kısalığıyla kalbimizi kıran o anlarda... Aşklarının aslında
her zamankinden daha sağlam olduğunu, hikayede artık ileriye gittiğimizi,
Ömer’in hayatındaki Defne’nin yerini, umutlarını, hayallerini öğrendik. Üstelik
bunları ağzından zar söz iki üç kelime duyduğumuz Ömer İplikçi bizlere
söylemişti.
- “Yaşanmamış koca bir
zaman var önümüzde. Bence artık yaşananları düşünmeyelim. Yarım kalanları,
hayalleri, güzel şeyleri düşünelim mesela. Mutlu olalım bence artık”
- “Biz Defne’yle
evleniyoruz. Daha önce de böyle bir yola girmiştik. Şimdi sorunlarımızı
hallettik gibi. Aklımda bazı sorular vardı ama ben bir tercih yaptım Sinan.
Hayat kısa, kuşlar uçuyor.
- “Kendimi en huzurlu en
rahat hissettiğim yer hep senin olduğun yer. O kadar güzeldin ki, bir papatya
gibiydin masada. Öylesine sade, narin, çekingen. Bir yanı açmak için can
atarken, bir yanı da solmaktan korkar gibi. Sen benim hayatımı aydınlık
tarafsızın, huzur veren tarafısın. Hep kaçıp saklanmak istediğim yersin bana iyi
gelen.”
Defne ise; “Seni üzmeyeceğim.” “Ben senin tarafındayım.” “Ömer bana güvenmişken ona bunu yapamam.”
“Ömer’in gömleğinin cebine yaşasam. Bir ömür boyu dertten, tasadan uzak,
kurulmuşum sevdiğim adamın kalbinin üzerine.” gibi cümleler kurmaktan çekinmedi.
Tüm bunlara bölümün
farklı noktalarında dile getiren Ömer İplikçi’den artık ben de eminim. Dizide
yaşanan birçok şeyin de tekrarlanmayacağına emin olduğum kadar. Şu anda bize
bazen yaşanmışlıklarla birlikte her şeyin değiştiği gösteriliyor. Kısır
döngüden bir çıkış yolu bulduğumuz. Gitmeyen bir Defne, temkinli sevmeyen ve tercih
yapan bir Ömer var. Dizinin mottosu “İyiler kazansın” olduğunu da düşünürsek
artık kötülerin yaptıkları ayaklarına dolaşma vakti geldi de çatmıştır, bizim
baş kahramanlar hikayedeki asıl yerlerini aldıklarına göre. Artık bu yaşlarına
gelene kadar onları bir yandan diğer tarafa savuran tüm sorunlarına karşı kendi
sığınaklarını yani birbirlerini bulmuşlardı.
Bence bundan sonra iki ateş
arasında yaşanan ve tüm acıların teğet geçeceği bir aşk izleyeceğiz. Evet hala
umutluyum, gördünüz mü? Ama bana bu umudu pembe gözlüklerim değil, bölümün
sonunda herkesin ortasında hiç çekinmeden birbirlerine aşklarını ilan edip
sarılan Ömer ile Defne verdi. Size vermedi mi? Artık onlar Hadi siz de benimle
birlikte mutlu olun! Ayrılık olmayacağına inanın, senaryonun gidişatına güvenip
sadece Defne-Ömer sahnelerinin artması için dua edelim hep birlikte.
Sözü yeteri kadar uzattığıma göre gelelim bölümde
diğer dikkatimi çekenlere;
BİR EVLİLİK MESELESİ
Evlilik teklifi
aldığımızda her kadınla erkeğin yaşadıklarıydı bu sefer karşımıza koyulanlar.
Acele yoktu. İtalya’ya kaçmak yoktu. Artık girdiğimiz bu yoldan dönmeyeceğimizi
bizlere göstermek adına her şey usulüyle yapılıyor. Defne’nin de dediği gibi
her ortalama Türk gencinin hissettikleriyle Defne ile Ömer’inkiler. Daha doğrusu
Defne’ninkiler. Anneannesine söyleme mutluluğu, en yakın arkadaşının onunla
birlikte gelinlik hayallerini kurması, isteme ve nişan gibi zorunlu
etkinliklerde iki ailenin anlaşıp anlaşmayacağını düşünme telaşı vs vs.
Herhalde nasıl Serdar ile Nihan çocuk için uğraşırken yaşadıkları birçok kişiye
çok tanıdık geldiyse, bu bölüm Neriman’ın sahtekar yengeliği dışında yananlar
aynı derecede tanıdıktı. Ah bir de tüm bu ev ziyaretleri sırasında sınıf
farklılıkları bu kadar belirgin bir şekilde çizilmeseydi.
Bu diziye
yakıştıramıyorum Serdar ile Nihan’ın tavırlarını, Neriman’ın ezmelerini. Neyse
ki gitmeden evvel bu olayı gözünde büyüten Türkan teyze eve girdiğinde
kendisine yakışan şekilde davranmıştı müstakbel dünürlere karşı. Orada da
kendisini rezil etseydi cidden üzülecektim. Ama en acısı ne biliyor musunuz?
Ömer’in bir gün geldiğinde Defne ile olmasını engelleyen kişilerin “siz benim
büyüklerimsiniz” dediğini, “yengeM” diye çağırdığı Neriman olduğu. Debbish
söyledi dersiniz, Neriman ve Sinan’ın yaptıkları mahvedecek Ömer’i. Defne’yle
öyle beklenen bir ayrılık yaşanmayacak oyun açığa çıktığında.
Yazı devam ediyor..