Dizide kesinlikle en çekemediğim insan önce Sude, sonra Neriman. Yaptığı kötülüklerin ayağına dolaşma vakti çoktan gelip geçiyor. Ancak onun için düşüncelerimi dile getirmeden önce tek bir konuda onunla aynı fikirdeyim: “Parayı ödedim mesele kapandı. Nasıl kapandı? Ömer’i kandırıyorsun. Parayı ödemiş olman, para karşılığı Ömer’in kalbini çaldın gerçeğini değiştirmez.” Haklı hiç şüphesiz! Ama bunu dile getirme ve Defne’ye davranma şekli haklı olmasını benim gözümde geçersiz kılıyor. Defne’nin iyi bir insan olduğunu düşünüyorsa farklı davranmalıydı. Ancak o intikam peşinde. Ömer’e olan nefreti neden bilmiyoruz. Tranba’nınkinden bile beter bir nefret var orada. Bunu umarım bir gün açıklarlar. Ancak Sude ortaya çıktığından beri onun Tranba ile muhteşem bir ikili olacağını düşünmüştüm.

En sonunda düşündüğüm bölüm sonu ortaya çıktı. Ancak unutmayalım; köprünün altından çok sular geçti. Nasıl Defne’yi yine yargılar diye herkes Ömer’den korktuysa ve o bekleneni yapmadıysa; şimdi de Tranba ile Sude’nin kötülüğü onların ayağına dolanacak. Demedi demeyin. Neriman çeki Sude’ye verirken boşuna uyarıda bulunmadı: “Bana bak Sude, yanlış bir şey yapmıyorsun değil mi? İyice düşündün mü? Fevri davranmıyorsun? Bana güvenebilirsin. Bana bak sakın kaybetme.” O çek hem işe yaramayacak, hem de Neriman parasından olacak. Burada amaç artık bazı şeylerin değiştiğini bizlere göstermek sanki. Korkmayalım, Meriç Acemi’ye “Bir bildiğin var” diyelim diye..

Ve gelelim bölüm boyunca bir oyun kuran Ömer İplikçi’ye. İlk defa oyunu tek başına kurmaktansa yanına Sinan’ı da almıştı. Bu bile bence onun için büyük bir ilerlemeydi. Onla sarılması, evleneceğini ilk ona söylemesi ve Koray konusunda hem fikir olmaları da artık dostluklarının oyun çıkana kadar sağlam ilerleyeceğini göstermişti. Neyse ama asıl konu o değil tabi. Meğer bizim Ömer’in strateji uzmanı olduğunu herkes biliyormuş.

Necmi’nin evdeki “İkimizde kimin kazanacağını çok iyi biliyoruz. Sen sadece suskun suskun zaferini karşılıyorsun.” sözleri bana bunu göstermişti. Bir biz fark etmemişiz. Zaten kendisi bilinmezler çıkmazı. Onu anlamak imkansız. Bu konuda Defne hepimizin düşüncelerini dile getirdi: “Sen de bütün bilinmezliğine rağmen tek bir sarılmanla kendime tekrar geliyorum, yuvama dönüyorum.” Biz de onu tamamen aynı duygularla seviyoruz. Ancak artık onu da çözme zamanımız geldi sanki. Yenildikçe, o rüzgarlar estikçe bunu başaracağız. Aynen onun zafer kazandığını sanarken, aslında bazı insanların acı çekmesine neden olduğunu gördüğü gibi.

Dinlemeden yargıladığın zaman kötü sonuçlar alabilirsin. Ömer ilk kez sessiz oyun oynarken, bunu öğrendi. Aynen “Herkesi tanıdığını zannediyorsun, doğru okuduğunu sanıyorsun.” diyen Gallo’da hatalı çıktığı gibi. Tek arzum sevgili Ömer’ciğim o güzel zekasını oyun çıktığında Defne’nin arkasından bıraktığı ekmek kırıntıları toplamak için de kullanması. Çünkü uzayıp gidecek çok uzun bir delil listesi var Defne’yi anında temize çıkaracak. Sana güveniyorum canım. Hem sana güveniyorum, hem de hikayeyi hala emin adımlarla götüren Meriç Acemi’ye. Esenle kalın...

 

NOT: Fanatik bir Kiralık Aşk izleyicisi ve moda tutkunu olarak çok rica ediyorum biri şu kostümlere el atsın. Moda dünyasında geçen bir dizi izliyoruz. Her türlü teknik moda detayını bizlere verip, çizimler yapılıyorsa kıyafetler de bu dünyaya ayak uydurmalı. Üç sezon önceden kalma ya da rüküş diye tabir edebileceğim kıyafetler görmek istemiyorum. Özellikle de izlediğimiz kişinin Türkiye’nin en güzel kadınlarından biri olan Elçin Sangu olduğunu düşünürsek.