Yazıya başlamadan once,
Charlie Kaufman hakkında henüz
söylenmemiş neler yazabileceğimi düşündüm. Dehasından mı bahsedeyim, ilham veren
hayat hikayesinden mi, yoksa tevazuundan mı? Bunların hepsinin ötesinde tek bir
gerçek var: Kimse Charlie Kaufman gibi yazamaz. Kafası, normal fanilerin sıklıkla
ziyaret etmediği bir yerlerde, aklı herkesten farklı çalışıyor. Senaryo
yazarken çok karşılaşılan bir sorundur; son derece orijinal bir fikrin varken
gerisini getiremezsin. Fikir, tek satırlık orijinal bir cümle olarak hayatına
devam eder, gerisi çöp olarak dönüşüme yollanır. Charlie’nin en orijinal, tuhaf
fikirleriyse dallanıp budaklandıkça güzelleşen, izledikçe izlettiren nadir
eserlere dönüşüyor. Kısacası, bir Charlie Kaufman kolay yetişmiyor.
Kaufman’ın Amerika’da 30 Aralık 2015 tarihinde gösterime
giren yeni filmi “
Anomalisa” uzun metraj bir animasyon. Filmin senaryosunu,
vakti zamanında yazdığı aynı isimli radyo oyunundan uyarlayan Kaufman,
yönetmenlik koltuğunu
Duke Johnson ile paylaşıyor. Johnson, animasyon geçmişi olan ve özellikle stop motion
animasyon dalında uzmanlaşan bir yönetmen. Kaufman’ın yazarlığı, Johnson’un
teknik uzmanlığıyla birleştiğinde ortaya harika bir dünya çıkıyor ve filmi
izledikten sonra akla ilk şu soru geliyor: Nasıl oluyor da son zamanlarda
izlediğim en insani ve gerçekçi hikaye böyle bir animasyondan çıkıyor?
Müşteri Hizmetleri alanında yazdığı kitaplarla hafif çapta
üne kavuşan ve konuşma yapmak üzere Cincinnati’ye iş seyahatine giden Michael karakterinin
otelde geçirdiği bir geceyi anlatan ve konusu itibarıyla son derece basit ve
Issız Adamvari görünen film, saklı derinliği ve hiç acele etmeyen anlatımıyla kesinlikle
2015’in en iyi filmleri arasında. Benim şahsi favorim, o ayrı.
Yönetmen Duke Johnson ve Charlie Kaufman özel gösterimden sonra soruları cevaplıyor
Filmin Los Angeles'te düzenlenen özel bir gösterimine konuk olan Kaufman ve Johnson,
çekimlerle ilgili en merak edilen soruları yanıtlayarak biraz olsun merakımızı
gideriyor. Şahsen en çok filmin çekim tekniğini merak ediyordum ki gecikmeden
yanıtını aldım: Kuklalar ve stop motion. Bir film stüdyosunda altı sahne
kapatan ikili, stop motion tekniğini kullanmak suretiyle, kuklaları minyatür
otel odalarında minik minik hareketlerle oynatarak istedikleri görüntüyü elde
etmişler. Zaten görüntü, set, “oyuncular”ın mimikleri o kadar gerçekçi ki ilk
beş dakikadan sonra animasyon izlediğinizi tamamen unutuyorsunuz.
“Anomalisa”nın tiyatro ve radyo versiyonunda da rol alan üç
oyuncunun seslendirme yaptığı filmde, ana karakter Michael’ı ünlü İngiliz
oyuncu David Thewlis, filme bi nevi ismini veren Lisa’yı, Tarantino’nun yeni
filmi “Hateful Eight”teki rolüyle "En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu" dalında Oscar’a
aday gösterilen Jennifer Jason Leigh ve geri kalan tüm karakterleri Tom Noonan
seslendiriyor. Seslerini ödünç vererek filme ve karakterlere ruh katan oyuncuların,
filmin başarısı ve samimiyetinde payı büyük.
Projenin geçmişiyle ilgili soruların yanıtı, stüdyoların
boyunduruğu altına girmek istemeyen birçok ünlü sinemacının başvurduğu yöntemle
aynı: Kickstarter. En net haliyle, herhangi bir projenize imece usülü para
toplamanıza izin veren ve yıllar içinde her ülkede muadilleri yayılmaya
başlayan bu web sitesinde, iyi bir kampanya sayesinde aklınıza gelen her türlü
tuhaf fikre alıcı bulmanız mümkün. Nitekim Anomalisa’da da her şey bir
Kickstarter projesiyle başlıyor.
Michael’ı ünlü İngiliz
oyuncu David Thewlis seslendiriyorFilmin arkasında Charlie Kaufman gibi ödüllü
bir yazar/yönetmen olsa bile büyük stüdyoların ya da bağımsız yapım
şirketlerinin böylesine deneysel bir filme destek vermeyeceğini düşünen Duke
Johnson ve filmin yapımcılarından oluşan küçük ekip, halktan medet umarak 200 bin dolar
yardım almak için projelerini ünlü fon toplama sitesine yüklüyorlar. Aldıkları
tepki sevindirici ama hiç şaşırtıcı değil; kapıyı 200 bin dolardan açan ekibin kampanya
sonunda elde ettikleri miktar tam olarak 406.237 dolar. Filmin sonunda, kampanyada söz
verdikleri gibi beş dolardan, beş bin dolara filme katkısı bulunan herkesin
adına yer verdiklerinden, kapanış seremonisi beş on dakika kadar sürüyor!
Çekimler sırasında yaşadıkları zorluklardan bahsederken,
stop motion animasyonun doğası gereği işlerin çok ağır ilerlediğini, özellikle
sevişme sahnesinin çekimlerinin altı ay sürdüğünü anlatan ikili, filmin iki
yıla yakın bir sürede tamamlandığını belirtiyor. Yapımcılarından birinin de
katılımıyla devam eden söyleşide, filmin festivallerde yakadığı başarıdan söz
açılıyor. Dünya prömiyerini Telluride Film Festivali’nde yapan film, Venice
Film Festivali tarihinde Jüri Büyük Ödülü’nü kazanan ilk animasyon film olma
özelliğini de taşıyor. Bununla birlikte,
En İyi Animasyon kategorisinde Oscar’a aday gösterilen ilk ve tek “aileye
uygun” ibaresi taşımayan film olarak da tarihe geçiyor. Aslında bu vesileyle,
yönetmen Duke Johnson’un da belirttiği gibi animasyonun sadece çocuklar için
olmadığının bir kez daha altı çizilmiş oluyor.
Fikir en başta radyo/tiyatro oyunu olarak yazıldığı ve
ağırlıklı olarak seslendirmeye dayandığı için, sesler ve onları algılama
şeklimizle son derece ilgili.
“Sahnede olayı sadece seslerle yaratmaya çalıştığımız için
ortaya çıkan şey, yazacağım veya
yazdığım herhangi bir senaryodan çok farklıydı. İçinde farklı mekanlar ya da
karakterler barındırmıyordu. Kısacası, son derece basite indirgenmiş bir
fikirdi. Oyunu en başta radyoda kullanmak istediğimden, iki ana karakter
dışında geriye kalan herkesi tek bir aktörün seslendirmesi fikri çok hoşuma
gitti. İnsanların sahnede de bunu görmesini istedim çünkü aslında bu fikir için
ilham kaynağım “Fregoli Sendromu”* adı verilen bir hastalıktı. Bunun Tom
Noonan’ın karakteri için inanılmaz bir metafor olacağını düşündüm ve durumu
seslere uyarladım.”
Herkesin aynı ses tonuna sahip olduğu bir dünyada, kulağının
pasını silecek yegâne kişiyi bulan ve akabinde derin bir hayalkırıklığına
sürüklenen Michael’ın yalnızlığını ve ümitsizliğini ta içimizde hissededuralım,
ana karakterinin narsist olduğu eleştirisini anlayışla karşılayan Kaufman,
karakterlerini yazarken onları asla yargılamadığının altını çiziyor. “Karakterler
bir noktada kendi kendilerini yargılamaya başlayabilirler ama ben yazarken asla
bunu yapmıyorum.”
Türkiye’de henüz vizyon tarihi belirlenmeyen “Anomalisa”ya
Oscar yarışında başarılar diliyor, Charlie Kaufman’ın eserlerini hayranlıkla
izlemeye devam ediyoruz.
* Fregoli Sendromu, adını İtalyan aktör Leopoldo Fregoli’den
alan ve bu durumdan muzdarip kişilerin gördükleri her insanı tek bir kişi olarak aldılamasına neden olan nörolojik bir hastalık.