Seyfettin Efendi
Evet, seni sona bıraktım efendi. Ülkemizdeki çizgi roman üretimi Tarkan, Karaoğlan, Yüzbaşı Volkan gibi efsanevi yerli
çizgi romanlardan sonra adeta uzun bir uykuya yattı. Bu zamanlarda çizgi romana
başlayan benim gibi gençler ise Marvel
ve DC gibi firmaların üzerinden ABD üretimi hikayeler sayesinde bu
tutkuya bağlandılar. Ancak nihayet yeniden yerli bir çizgi roman kahramanımız
var ve her şeyiyle oldukça başarılı. Devrim
Kunter’in yarattığı Seyfettin Efendi
gerek olay örgüsü, gerek karakterlerin gelişimi, gerekse çizimleri ile çizgi
roman tarihimizde eşsiz bir yere sahip olmayı şimdiden garantiledi. Bugüne
kadar yayımlanan ciltleriyle Seyfettin Efendi oldukça samimi ve içten bir
çalışma olma özelliği gösteriyor. Peki, yukarıda Amerikan işi bir çok
kahramanın dizisi olmasının gerektiğini düşündük de, izim Seyfettin
Efendi’mizden dizi olmaz mı? Olur, efendim. Hem de çok güzel olur.
Halkının yeni bir
hürriyete kucak açtığı, yıllar süren işgalden kurtulmuş, yüzyıllardır başkent
olduğu imparatorluğu geride bırakmış bir şehir; sinsilikleri aklın ve bilimin
sınırlarını aşan hainler ve katiller için ise adeta bir cennet. Fakat neyse ki
tüm bu pespayeliklere tahammülü yıllar evvel tükenen bir İstanbul beyefendisi
var. Bu beyefendi Seyfettin Efendi’nin ta kendisi.
Peki, kim bu Seyfettin
Efendi?
Seyfettin Efendi Cumhuriyet’in
kurulmasından sonra standart yöntemlerle çözülemeyen olayları araştırmak için
kurulmuş
İfşaa-yi Sırr Teşkilatının
yöneticisi.
Seyfettin Efendi, ataletiyle birlikte
şahsi menfaatlerini de bir kenara bıraktığı, İstiklal Harbi'nin ardından bizzat
kurması için görevlendirildiği
İfşa-yi
Sırr Teşkilatı'ndaki esrardaşları; dillere destan kuvvetiyle pehlivan
İsmail, fennî icatlarıyla mühendis
Münevver, sarsılmaz iradesiyle adli
tabip
Aziz ve keskin gözleriyle
casus
Esat, acar hafiyenin en
olağanüstü vakaları çözmesine merakla yardımcı olurlarken Anadolu'yu ve
Trakya'yı, iç ve dış alçaklıklardan koruyorlar.
Bilim kurgu, tarih,
ülkemiz… Bütün bu öğeleri barındıran bir Seyfettin Efendi’den bence muhteşem
bir dizi olur. O dönemin Türkiye’si de pek yabancı değil bizlere hani. Fazla da bahsetmek istemedim, heyecanı kaçmasın. Açın okuyun.