Aşkta gurur olmaz!
Sevdiği için neleri göze alır bi insan? Mesela
gururunu hiçe sayar mı herkes? Herkesi bilmem ama Selin sayar. "Tek taşımı kendim aldım" misali her şeyi karşı
taraftan beklemez Selin, klasik esas kızların aksine. "Aman önce o söylesin ben de
güzelce kabul edeyim" demez. Alır sevdiğini karşısına en özel şekilde haykırır
‘Uzaydaki mavi gözlü çocuk’ diye. Öyle büyülü bi andır ki bu hem herkes duymuş
hem de Ali dahil hiç kimse duymamıştır. Ve bu sahnede en özel #alsel sahneleri
listesinin üst sıralarına taşınmıştır.
Seviyorum diye itiraf etti, bu kadarı yeterli
gerisini karşı taraftan bekler diye düşüneniniz varsa aman durun. Daha
itiraflar bitmedi. 17. Bölüm'de Ali’nin
gözlerinin içine baka baka Emre’nin karşısında dimdik duran
da Selin’den başkası değildi.
“Başta nefret ettim kimseyi takmayan burnu
havada concon bi tip dedim. Baba parasıyla adam olan bizi beğenmeyen
hallerinden nefret ettim. Sonra n'oldu bilmiyorum birbirimizi tanımaya
başladık. Ben onu tanıdım, o kendini beğenmiş ukala çocuğun aslında ne kadar
kırılgan ne kadar sevgiye muhtaç olduğunu gördüm. Sandığım gibi kötü biri
değildi o, sadece kendini korumak için öyle görünüyordu. İşte ben o Ali’yi
tanıdım fark etmeden sonra o Ali’den kendimi alamaz oldum.”
derken Selin,
hem Ali, hem de biz eriyorduk karşısında. İtiraflar bitmediiiii! Geldik 23. Bölüm'e! Biz Ali’ye "kıskandığını
ağlaya ağlaya itiraf edeceksin" dedi diye kızgınken, Selin çıktı karşısına
“Eşşekler gibi kıskanıyorum seni. Bırak birinin öpmesini gözü senin gözlerine
değse deli oluyorum.” dedi. Gurura heba edemeyecek kadar çok sevdiğini,
gözümüze soka soka itiraf eder.
Önce ilmek ilmek
işler planını Tuğçe’nin gidiş biletini eline tutuşturur zevkle. Ama sırf zarar
gelmesin diye sevdiğine vazgeçer her şeyden özür diler. Kendine ne kadar zarar
vermiş olursa olsun muhatabı, zarar görmesin diye sevdiği, bırakır gururunu
bi kenara. Ne kadar gururlu bir kız olsa da, Selin aşkının daha büyük olduğunu
serer gözler önüne.