Yıllar sonra Gilmore Girls’e
kavuşmaktan sonraki en büyük Netflix mutluluğum A Series of Unfortunate Events’i
izlemek oldu elbette. Daniel Handler’in aynı isimli kitabından uyarlanan
dizinin başrolünde, kötüler kötüsü Kont Olaf rolü ile her daim hastası
olduğumuz Neil Patrick Harris var. Bir diğer başrol ise Patrick Warburton ki
kendisi Lemony Snicket rolüne cuk oturmuş.
Netflix’in dizilerin bütün bir
sezonunu aynı anda yayınlaması insan iradesine yapılmış en büyük kasıtlardan
biri kanımca ve A Series of Unfortunate Events’te de sekiz bölümü birden arka
arkaya izlememek için kendimle mücadele halindeyim. Bu satırları ilk bölümü
izlememin hemen akabinde yazıyorum ve sezonu bitirdiğimde tekrar rapor verme
niyetindeyim (ertesi akşam yazdı).
Malikanelerinde çıkan yangınla ebeveynlerini
kaybeden Baudelaire çocuklarının (14 yaşında bir kız, 12 yaşında bir oğlan ve
bir bebek) yaşayan en yakın akrabaları Kont Olaf’ın vasiliğine verilmesiyle
başlayan bölümde (bu yakınlığın mesafeyi mi yoksa kan bağını mı ifade ettiği
ile ilgili soru işareti yaşanan ana bayıldım bu arada) ortamın enfes absürtlüğünden
mevzuya üzülmeye fırsat bulamıyoruz ilk başta. Olaf’ın tuhaf malikanesi, aşırı
paragözlüğü, çocuklara gerçek kötülerden bile kötü davranmasını bir trajedi
değil de, tiyatro oyunu gibi izliyoruz. Belki Olaf harika bir tiyatrocu olduğu
içindir bilemiyorum. Kurulmasını beklediğimiz gerçek dışı atmosfer son derece
başarılı, ne fantastik bir filme düşmüş gibi mevzudan kopuyor, ne de çocukların
dramına içlenecek kadar vaktimiz kalıyor.

Kont Olaf rolündeki Neil Patrick
Harris’i ne kadar beğendiysem (hele de söylediği jenerik şarkısı kalp ben), Lemony
Snicket rolünde Patrick Warburton’ı da bir o kadar sevdim. Baudelaire çocukları
da havadaki o tuhaflığı çok iyi yansıtıyorlar, favorim dişlerini öğütücü olarak
kullanan bebek Sunny. Meşhurların çocuklarına ‘Ayşe Bebek’ demek vardır ya
ülkemizde, ben de kendisinden Sunny Bebek diye bahsetmek isterim bundan böyle.
İlk bölüm itibariyle hayal
kırıklığının yanından bile geçmedim, beklentimin ne kadar yüksek olduğunu düşünürsek bu bence çok iyi demek. Devamını heyecanla bekliyorum. İyi seyirler
dilerim.
Not: Bölüm sonunda Cobie Smulders'ı görmek de aşırı tatlı oldu, bu birlikteliği kutlamak için bir bölüm How I Met Your Mother izleyeceğim.