-- Dikkat spoiler içeriyor olabilir--
DC
Comics’in ünlü çizgi roman serisi Hellblazer’dan uyarlanan ve dedektif John Constantine’in hikayesini anlatan
Constantine NBC ekranlarına gelecek. Dizinin yaratıcısı, Dexter ve The Mentalist'in de yaratıcısı olan
Daniel Cerone. Sinemada Keanu Reeves'in bedeninde izlediğimiz Constantine rolünü bu kez İngiliz oyuncu Matt Ryan canlandırıyor. Dizinin ilk bölümünde yer alan Liv karakterini Lucy Griffiths canlandırıyor. Ancak pilot döneminin olası kararlarından biriyle yapımcılar oyuncuyla yollarını ayırdılar. İkinci bölüm itibariyle diziye çizgi romanda da yer alan Zed Martin (Angelice
Celaya) karakteri dahil olacak.
Sarışınların diğer adı beladır.
Filmi ve çizgi romanı bilmeyenler, karakteri tanımayanlar için söyleyelim, Constantine bir
ruh kovucu, şeytan çıkarıcı. İnsanlara musallat olan şeytanlarla mücadele
ediyor. Yaşadığı büyük bir başarısızlık sonrası kendini suçladığı için bir süre bu işlerden
çekilse de eski bir dostunun kızı olan Liv’in şeytanlar tarafından
öldürüleceği haberini alınca oyuna yeniden dahil olmak zorunda kalıyor.
Sigarasız Constantine çıplak kalır.
Pilot bölüm ister istemez diziyi Keanu Reeves’in başrolünde
olduğu 2005 yapımı aynı adlı film ile karşılaştırmamıza neden oldu. Açık
söylemek gerekirse tanıtım videoları yayınlanmaya başladığı andan itibaren
aklımda bu karşılaştırma var idi. Hali hazırda hafızalarımızda John Constantine karakterine bence
cuk oturmuş Keanu Reeves varken, dizi nasıl bir dünya ortaya
koyacaktı? Bana soracak olursanız da
Constantine
dizisi, film ve çizgi roman arasında kalmış. İlk bölümde henüz
Keanu Reeves performansını geçebilmiş değil.
Keanu Reeves’li Constantine daha
soğuk, ruhsuz ve karizmatik bir Constantine idi. Dizideki Constantine ise
sarkastik bir tip. Sorunlu bir karakter olduğu ilk bölümden verilebilmiş ama
şeytanlarla mücadele eden birine göre “canlı” bir karakter Matt Ryan’ın Constantine'i. Karakterin bir başka eksiği ise sigara (sigara içmek
sağlığa zararlı ve kötü bir alışkanlık, özendirmek için yazmıyorum). John
Constantine denilince akla sigara ve Zippo çakmak gelir. Dizide Zippo çakmak kullanılıyor
ama karakterin olmazsa olmazı sigara yok. Üstelik
Supernatural dizisindeki cool ve yakışıklı meleğe aşina olan benim
gibi insanlar için dizideki “koruyucu melek” Manny karakteri ne ihtişamlı, ne de
karizmatik geldi.
Şeytanlar ve melekler varsa,medyum da olmalı.
Pilot bölüm çok hareketliydi. Çok hızlı
geçişler, çok fazla olay vardı. Karakterlerden tadımlık hikayeler aldık. Ortada dizinin omurga hikayesi ne olacak sorunsalı var? Constantine’in kafasına
taktığı olaydaki Astra’nın ruhunu kurtarmak mı? Kendi ruhunu kurtarmak mı?
Yoksa Zed Martin’in yardımı ile dünyayı şeytanlara karşı savunmak mı? Pilot
bölümde Zed Martin karakteri sadece çizimleri ile var. İlerleyen bölümlerde doğaüstü
güçleri olan ve bunun farkında olan bir karakter olarak karşımıza çıkacak. Dizinin ilerleyen bölümlerinin daha kasvetli, sert ve gizemli bir atmosferi
olması lazım. Aksi takdirde katilleri şeytanlar olan bir
CSI dizisi gibi olacak
diye korkuyorum.
Keanu'daki karizma yok ise ellerimdeki alevler ile yakarım.
Dizinin en başarılı noktası kostümleri, Şimdilik en
zayıf halkası ise şeytanlar konusunda yaratıcı olmayışı. John Constantine’in
trençkotu, kravatı, Zipposu ve yaratılan tarz iyiydi. Liv karakteri için
yaratılan tarz ve makyaj da yerinde idi. Onun dışında kullanılan mekanlar Constantine’in ruhuna uygun mekanlardı. Liv’in yaşadığı daire, gökdelenin çatısı, Liv’i sakladıkları taş ev...
Pilot bölümü izlerken aklıma şu soru takıldı: Hali
hazırda 2005 yapımı film varken, artı benzer bir temayı işleyen Supernatural gibi fenomen bir dizi
varken Constantine izlenir mi? Bu
soruya şöyle cevap verilebilir: Tüm bu film ve dizilere aşina değilseniz, bu
tarz doğaüstü olaylar, şeytanlar, melekler, büyücüler gibi konulara meraklı
iseniz Constantine ilk bölümden sizi
gerim gerim gerebilir ve heyecan yaratabilir. Dizi, içerisinde bolca korkutucu
sahneler barındırıyor. O anlamda başarılı bir ilk bölümdü. Dizinin birinci
sezonu tamamlayabilmesi için Constantine karakteri başta olmak üzere ana
karakterler üzerinden içsel çatışmaları, değişimleri, dönüşümleri, tereddütleri,
pişmanlıkları daha derinden işlemesi gerekli. İkinci bölümüne de bir şans verip
daha sonra yeniden düşünülmeli.