Ayaz, Öykü ve arkadaşlarının renkli, komik ve çekici aşk
hikayesi yeni sezona belki kirazsız ama bolca heyecanla girdi. Dizi her hafta yeni
bir bölümle bize kan davalarından, eski geleneklerden, uygun davranışlardan, alından
öpmelerden ve tüm önemsiz yenge ve teyze karakterlerinden uzak ve neşeli bir
hayat üzerine Türk bakış açısını gösteriyor. Sade bir hikaye. Sıradan bir
kız yakışıklı ve zengin bir adamla tanışır, ondan nefret eder. Adam ona hemen
aşık olur, onun için çılgınca şeyler yapar ve kız da onu zamanla sevmeye
başlar. Tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi, değil mi?
Belki de bu yüzden, hepimiz hikayede kendimizi
bulabildiğimiz için dizi Türkiye sınırları dışında da büyük bir hayran kitlesi
kazandı. Özellikle de Balkan bölgesi, Bosna, Sırbistan, Hırvatistan ve
çevredeki ülkelerde... Geleceği hakkında hayaller kuran kız da, geçmişi özleyen
her kadın da karakterlerle empati kurabilir. Kendim adına söyleyebilirim ki, bu
büyüleyici hikaye zihnimde özel bir yer edindi ve oradan yakın zamanda çıkacak
gibi de durmuyor.
Osmanlı
İmparatorluğu altında bir arada olduğumuz ve, yarattığınız güzelim dizi dünyası
sağ olsun, yine bir arada olduğumuz için ananelerimiz, geleneklerimiz,
yemeklerimiz, bazılarımızın dinleri, 10.000’den fazla ifademiz hep aynı.
Tabii dizinin başarısında tüm erkek karakterlerin her
zamanki gibi kadınlar çılgına dönsün ve asla aynı kalmasın diye yazılmış
olmasının da payı var, ama bu başka bir yazının konusu...
Kiraz Mevsimi Türkiye
sınırları dışında da pek çok kalbi fethetti, hepimiz ilk bölümden sonra hemen
bağımlısı olduk. Özge Gürel’in oynadığı Öykü, panik atakları, anlık kararları ve
garip davranışlarıyla çok tatlı bir karakter. Ve elbette ki bir de Serkan
Çayoğlu tarafından canlandırılan, Öykü’nün ezberini bozacak kadar cesur ve
yakışıklı olan Ayaz var.
İki oyuncu her yeni bölümde çok iyi çizilmiş
karakterlerinin farklı duygularını müthiş bir şekilde canlandırdılar. Ve daha
da önemlisi, aralarındaki olağanüstü kimya ekranda pırıl pırıl parlamalarını
sağladı. Bazen Öykü’nün bağırışlarından nefret ediyoruz, bazen de Serkan o
gıcık dublaj sesinden kurtulsun istiyoruz; ama genel olarak ikisini de çok
seviyoruz. Tüm bunlar ve diğer oyuncuların ilginç karakterleri diziyi başarılı
kılıyor. Dizide belki de en büyük etkisi olanlar Nihal Işıksaçan’ın oynadığı
Nihal ve Serkan Börekyemez’in canlandırdığı İlker. İkisi rollerinde o kadar
iyiler ki hepimiz Burcu’yla arkadaş olmak istiyoruz. Ve İlker… Onu sevmemek
için delirmiş olmanız lazım!
Her hafta yeni bir Kiraz
Mevsimi bölümü beklemek bu berbat havayı çekilebilir kıldığı için dizinin
arkasındakilere teşekkür ediyorum ve bunun zor bir iş olduğunu bilsem de 100
tane daha çekip dünyayı daha iyi bir yer haline getirmenizi diliyorum.
Belki bizim izlememiz reytingleri etkilemiyor ama bir
dizi yayından kaldırılınca çok üzülüyoruz ve her zaman çevirilerde anlam kaybı
yaşıyoruz. Ama “çok güzel” kelimelerini öğrenmeye çalışıyoruz. Ve sürekli bize
“Bak, bu yabancı kız,” diyorlar; ama her şey yolunda, biz sizi yine de çok
seviyoruz.
*Yazının ingilizcesini okumak için ikinci sayfayı tıklayın.