BluTV yakın bir zamanda MAX'e dönüşmeyecek!

BluTV yakın bir zamanda MAX'e dönüşmeyecek!
BluTV/WBD
BluTV'nin CEO'su Deniz Oflaz Şaşmaz ve Warner Bros. Discovery'nin Orta ve Doğu Avrupa, Baltıklar, Orta Doğu, Akdeniz ve Türkiye Genel Müdürü Jamie Cooke, Warner Bros. Discovery'nin BluTV'yi satın alması ve platformun yol haritasıyla ilgili Deadline'a çeşitli açıklamalarda bulundu.

Röportaj sırasında BluTV'nin MAXolarak yeniden markalanmak üzere olduğu fikrini çürütülürken asıl hedefin BluTV'yi Warner dünyasına entegre etmek olduğunun altı çizildi.

Deadline, Warner Bros Discovery'nin (WBD) kısa süre önce BluTV'yi satın almasını ABD'li büyük stüdyoların ülkeye ve içeriğine ne kadar önem verdiğinin bir göstergesi olarak niteledi. Jamie Cooke'a göre WBD, BluTV'yi MENA bölgesindeki diğer yayın girişimleri için bir test ortamı olarak kullanıyor.

Cooke verdiği röportajda, "Dijital yayında genişleme söz konusu olduğunda, bunu birkaç şekilde yapabilirsiniz. Birincisi, tek başınıza inşa edtmek - ve bu bizim pek çok ülkede yaptığımız ve diğer rakiplerimizin de yaptığı şey. Diğer yol ise bizim burada yaptığımızı yapmak: Yatırım ve satın alma. Her ikisi de bağlamına göre işe yarayabilir ancak benim teorime göre bunu ortaklık içinde yapmalısınız. Bunun doğru bir strateji olup olmadığını bilmiyorum ve bunu birkaç yıl içinde öğreneceğiz," diyor

Ayrıca Türkiye ve MENA'da mevcut yayıncıların çokluğunun, tüketicilerin muhtemelen "başka bir hizmete ihtiyaç duymadığı" anlamına geldiğini belirtiyor ve ekliyor: "Bazı pazarlarda tamamen kendi başınıza ilerlemek daha zor."

Aralık ayında WBD, CEO David Zaslav'ın şirketin dünya çapında "büyüme girişimlerine" yatırım yapacağını açıklamasından kısa bir süre sonra BluTV'nin henüz sahip olmadığı %65'ini satın aldı. Discovery 2021'de %35'lik bir hisse de almıştı. Cooke, "yerleşik bir işletmeye" yatırım yapmanın ve "ilk günden itibaren harika bir içerik hattına" sahip olmanın mantıklı olduğunu söylüyor ve Oflaz ile ekibini "piyasada gerçekten güçlü ilişkilere" ve yerel sektör bilgisine sahip oldukları için takdir ediyor.

Kuruluşundan bu yana BluTV'de çalışan ve Ocak 2023'te CEO'luğa yükselen Oflaz, röportajda küresel ve yerel oyuncuların son 18 aydır uğraştığı ekonomik rüzgarlar ışığında yayıncılığı "zorlu bir iş" olarak nitelendiriyor ve "Ekibin arkasında büyük bir küresel medya şirketinin yatırımının olmasının büyümeyi kolaylaştıracağını" da belirterek ekliyor:

"Türk içeriği dünya çapında ses getiriyor. Arkamızdaki WBD ekibi bize dünya çapında para kazanabileceğimiz daha kaliteli içerikler üretmemiz için daha fazla fırsat veriyor ve WBD ekosistemi bizim için daha erişilebilir olacak. İster HBO, ister Warner filmleri, çocuk içerikleri, klasik filmler ya da lineer programlar olsun, Türkiye'deki teklifimizi zenginleştiriyor."

Deadline'ın haberinde yer alan bilgiye göre 2016'da bağımsız olarak yayın hayatına başlayan BluTV, Arapça versiyonunun da bulunduğu Türkiye ve Orta Doğu başta olmak üzere kısa sürede milyonlarca aboneye ulaştı. Haberde lansmandan bu yana 10 milyondan fazla kişinin ayda en az bir kez BluTV'ye abone olduğuna da yer verildi. Haberde ayrıca BluTV'nin büyüme konusunda aldığı yola yer verildi:

Buna göre BluTV, ilk zamanlarda ABD içeriklerinin ilk yayın haklarını alamadı ve ikinci yayın hakkına ve yerel içeriklere güvenmek zorunda kaldı. Bu nedenle orijinal içerikler daha fazla ön plana çıktı. Türkiye'deki ücretsiz TV yayınlarının telenovela tarzı melodramından kaçınan BluTV, Oflaz'ın "daha az muhafazakar, daha keskin" olarak tanımladığı, farklı bir şeyler isteyen abonelere yönelik içeriklere odaklandı. Oflaz, röportajda "Öncelikli grup hedefimiz buydu, zaten yabancı içerik izleyenler" diye de ekliyor.

2017 yapımı Masum gibi diziler, BluTV'ye benzer şekilde geleneksel olmayan orijinal diziler sipariş etmeye başlayan Netflix'e karşı rekabet etme şansı verdi ve şu anda kütüphanede 10.000 saatten fazla içerik mevcut. BeIN, Disney+ ve Prime Video gibi diğer oyuncuların yanı sıra TRT, Kanal D ve FOX Türkiye gibi Türk kanalları da bu rekabete katkıda bulundu.



Haberin dikkat çekici bir noktası ise Türkiye'deki "zorlu" yayın ortamına yer verilmesi.

Deadline'ın tanımlamasına göre BluTV'nin yayınları fuhuş, çeteler ve sapkınlık gibi temaları içeriyor ki bunlar da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hükümetinin giderek muhafazakârlaşan yönü düşünüldüğünde cesur seçimler oluyor. BluTV; Netflix, Prime Video, Disney+, Mubi ve BeIN ile birlikte "aile değerlerine" meydan okuyan içerikler nedeniyle yerel düzenleyiciler tarafından para cezasına çarptırılan altı yayıncıdan biriydi. Cezaya çarptırılanlar arasında Discovery+ orijinali The Book of Queer de vardı.

Habere göre BluTV hükümet ya da düzenleyici kurumlarla ilgili konularda yorum yapmadı ve platformun temsilcileri de yazı için ülkedeki düzenleyici ortam hakkında yorum yapmayı reddetti.

Ancak Deadline'ın da yer verdiği gibi, Türkiye'deki siyaset daha geniş anlamda nasıl gelişirse gelişsin, BluTV'nin orijinal stratejisi ticari anlamda işe yaradı ve şimdi yeni ABD'li sahibiyle olan entegrasyonu daha fazla önem arz eder oldu.

Öte yandan BluTV, 2021'de Discovery+ ve Şubat 2023'te HBO, Cartoon Network ve diğer WBD dikeylerinden içeriklerin eklenmesiyle daha özel Amerikan senaryolu ve senaryosuz orijinalleri içerecek şekilde büyüdü. İçeriklerin karışımı işe de yaradı. Platformun geçen yılki en iyi beş programı arasında HBO'nun The Last of Us ve Game of Thrones dizileri ile Türk yapımı Çekiç ve Gül: Bir Behzat Ç. Hikayesi, Kıyma ve Doğu yer aldı. BluTV'nin temsilcisi "Bu liste, HBO'nun süper güçlü içeriğiyle birlikte güçlü yerel içeriğin küratörlüğünü yapmanın önemini kanıtlıyor" diye ekledi.

Deadline haberinin de yine bahsettiği üzere WBD için bu satın alma aynı zamanda Türkiye'de orijinal prodüksiyona geri dönme imkanı da sağladı. HBO Max'in girdiği ciddi maliyet tasarrufu girişimleri nedeniyle Avrupa'nın çoğunda üretimi durdurması nedeniyle ülkemize girişi Temmuz 2022'de durdurulmuştu.

BluTV'nin 2024'teki en önemli lansmanlarından biri, Oflaz'ın tabiriyle epik çatışmayı "Türk ve göçebe tarihinin mitolojik bir karışımı" ile birleştiren Göktürk dizisi olacak. Oflaz, dizinin "şu anda" prodüksiyon aşamasında olduğunu ve setlerde Ridley Scott ile işbirliği yapan Londra merkezli yapım tasarımcısı Sonya Klaus'un çalıştığını açıkladı.

Habere göre BluTV ayrıca Oflaz'ın ton olarak HBO dizileri Industry ve Succession arasında bir yerde olarak tanımladığı heyecanlı ticari yapım dizileri de değerlendiriyor - örneğin "daha geniş bir işe odaklanan bir aile draması" ve Oflaz, "Türk televizyonlarında görmediğimiz bir şey olduğu için bu alanda gelişiyoruz," diye de ekliyor.

İleriye dönük olarak entegrasyon kilit önem taşıdığını belirten Deadline'a konuşan Oflaz, bu konuda ise "Yeni projeleri nasıl seçeceğimize gelince, sadece BluTV için değil, aynı zamanda dünyadaki diğer Warner Bros Discovery hizmetleri için de kazanç sağlayacak içerikler bulmaya çalışacağızi" diyor.

Cooke ise BluTV'nin bu yıl Avrupa bölgelerinde piyasaya sürülecek olan MAX olarak yeniden markalanmak üzere "yol haritasında" olduğu fikrini çürütüyor ve "Bu yılın önceliği BluTV'yi Warner dünyasına entegre etmek. Blu'yu satın almamızın nedenlerinden biri de stratejiye olan inancımız. İçerik kombinasyonu kazanan bir formül," diye devam ediyor.

Deadline'ın BluTV'nin önde gelen isimleriyle yaptığı röportaj haberi ise bunun ardından "Bu, BluTV'nin eskisinden daha da fazla zorlaması için yeşil bir ışık ve şimdi arkasında WBD makinesinin gücü var." cümlesiyle tamamlanıyor.


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER