Yönetmenliğini Levan Koguashvili’nin yaptığı İlk Randevu (Blind Dates),
orta yaş yalnızlığını samimi bir şekilde beyazperdeye yansıtıyor.
Ailesi ile birlikte yaşayan 40’lı yaşlarındaki bekar öğretmen
Sandro’nun, öğrencisinin annesi Manana ile ilişkisi, kadının kıskanç
kocasının hapisten çıkıp Sandro’yu şoförü olarak işe almasıyla
beklenmedik şekilde ilerliyor.
Dostoyevsky’nin “Beyaz Geceler” hikayesinden uyarlanan, Kazak yönetmen Nariman Turebayev imzalı Beyaz Gece (Adventure),
gece bekçisi Marat’ın her akşam aynı sokakta ve aynı yerde bekleyen
gizemli kadına duyduğu tek taraflı aşkın ve sonrasında başlayan
arkadaşlıklarının hikayesini konu alıyor.
Jean-Pierre ve Luc Dardenne kardeşlerin yeni filmleri
İki Gün, Bir Gece (
Two Days, One Night),
yine sosyal bir konuya; işsizliğe temas ediyor. Fransa’da bir taşra
kasabasında yaşayan ve güneş panelleri üreten bir fabrikada işçi olan
Sandra, geçirdiği depresyon nedeniyle bir süre devam edemediği işine
dönmek üzereyken, işten kovulma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu
öğreniyor. Bin avroluk primi kaybetmemek için Sandra’nın işten
çıkartılması yönünde oy kullanan iş arkadaşlarını iki gün ve bir gece
boyunca tek tek ziyaret eden Sandra, onları primden vazgeçmeleri
konusunda ikna etmeye çalışıyor. Kapitalizmin çirkin yüzünü güçlü ve etkili anlatımlarıyla sinemaya aktaran Dardenne Kardeşlerin filmi, Belçika’nın Yabancı Dilde En İyi Film dalında 2015 Oscar adayı.
Gett: The Trial of Viviane Amsalem
Viviane Amselem’in Boşanma Davası (Gett: The Trial of Viviane Amsalem), 20 yıllık mutsuz evliliğini bitirmek isteyen Viviane’in, buna karşı çıkan
pasif-agresif kocası Elisha ile haham hakimlere karşı yıllar süren
mücadelesini konu alıyor. Yönetmenliğini Shlomi Elkabetz ve filmin
başrol oyuncusu Ronit Elkabetz’in üstlendiği filmde, İsrail’de evlilik
kurumuyla ilgili kararların haham hakimlerin kontrolünde olması ve
boşanmanın ancak kocanın rızasıyla mümkün olabileceği çarpıcı şekilde
anlatılıyor. Film, İsrail’in Yabancı Dilde En İyi Film dalında 2015 Oscar adayı.
Eğer binalar konuşabilseydi, kendileriyle ve bizimle ilgili ne söylerlerdi?
Kültür Katedralleri (
Cathedrals of Culture),
bu soruya şaşırtıcı yanıtlar sunuyor. Bu üç boyutlu projede,
birbirinden farklı altı ikonik bina, dünyaca ünlü altı yönetmen (Wim
Wenders, Michael Glawogger, Michael Madsen, Robert Redford, Margreth
Olin, Karim Aïnouz) tarafından beyazperdeye yansıtılıyor. Film
seyirciyi; Berlin Filarmoni, Rusya Ulusal Kütüphanesi, Halden
Hapishanesi, Salk Enstitüsü, Oslo Opera Binası ve Pompidou Merkezi’nde
gezdiriyor. İlk gösterimi Berlin Film Festivali’nde yapılan
Kültür Katedralleri, insan eliyle oluşturulan yapıların perspektifinden insan hayatını mercek altına alıyor.
Tryptique Yönetmenliğini Pedro Pires ve Robert Lepage’ın yaptığı Üçleme (Tryptique);
zihin, dil ve düşünce arasındaki ilişkiyi birbirine bağlı üç hayat ve
üç farklı karakter üzerinden inceliyor. Lepage’ın tiyatro oyunu
Lipsynch’ten sinemaya uyarlanan film; şizofreni hastası Michelle,
beynindeki tümör nedeniyle konuşma kabiliyetini yitirme tehlikesiyle
karşı karşıya olan kardeşi Marie ve Marie’nin önce doktoru sonra da
sevgilisi olan Thomas’ın hayal ve gerçekle örülü hikayesini konu alıyor.
Kara mizahın önde gelen temsilcilerinden Norveçli usta yönetmen Bent Hamer’ın yazıp yönettiği 1001 Gram (1001 Grams), kısa
süre önce boşanmış işkolik bilim insanı Marie’nin, Paris’te katıldığı
önemli bir bilim konferansında kendini yepyeni bir dünyanın içinde
bulmasını anlatıyor. Bu sıra dışı komedi filmi, Norveç’in Yabancı Dilde
En İyi Film dalında 2015 Oscar adayı.